Geçtiğimiz haziran ayında tüm dünyanın ilgisini bir kez daha Titanik’e yönelten Titan denizaltı kazasının üzerinden 4 ay geçti. Bölgede yapılan çalışmalarda ise bugün itibarıyla yeni bir gelişme yaşandı. Denizaltıya ait yeni parçalar bulunduğunu açıklayan yetkililer, bunlar arasında insan kalıntıları olduğunu da söyledi. Peki şimdi ne olacak? İşte cevabı.
ABD merkezli 'OceanGate' şirketine ait 'Titan' adlı deniz aracı, geçtiğimiz haziran ayında enkazı Atlantik Okyanusu tabanında 3 bin 800 metre derinlikte bulunan Titanik’in enkazına turistik gezi gerçekleştirmek amacıyla yaptığı dalış sırasında kaybolmuş, birden fazla ülkenin katıldığı ve günlerce süren arama kurtarma çalışmaları denizaltıya ait olan parçaların bulunmasıyla sonlandırılmıştı. Çalışmalar sonucunda, Titan’ın yaklaşık 3 bin metre derinlikte bulunduğu sırada basınç sebebiyle infilak ettiği, su altı aracı içindeki OceanGate şirketinin CEO'su Stockton Rush (61), İngiliz milyarder Hamish Harding (58), Pakistanlı zengin Şahzade Davud (48) ile 19 yaşındaki oğlu Süleyman,
Hamas ve İsrail arasındaki savaş tüm şiddetiyle devam ederken, tüm dünya İsrail'in 'geçilmez' olarak lanse ettiği sınır yapısının Hamas tarafından nasıl delik deşik edildiğini merak ediyor.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın geçtiğimiz cumartesi gününün ilk saatlerinde İsrail içine sızarak gerçekleştirdiği saldırıların ardından Tel Aviv yönetimi resmen savaş ilan etti. Hamas’ın gerçekleştirdiği saldırılarda aralarında sivillerinde olduğu yüzlerce İsrail vatandaşı hayatını kaybederken çok sayıda İsrail vatandaşı da örgüt tarafından esir alınarak Gazze’ye götürüldü.
İsrail’in saldırılara karşılık olarak Gazze’ye yoğun hava bombardımanı başlatması sonucunda da yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Çatışmalar ve yoğun hava bombardımanı tüm şiddetiyle devam ederken, İsrail ordusunun önümüzdeki günlerde Gazze Şeridi’ne kara harekatına başlayacağı iddia ediliyor. İsrail’in ciddi bir istihbarat zafiyeti yaşadığını belirten Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan ve
Dünya, 2014-2016 yılları arasında tarihin göreceği en ilginç cinayet soruşturmalarından birine şahit oldu. 1991 yılında yürüyüşçüler tarafından bulunduktan sonra bilim dünyasını heyecanlandıran ‘Buz adam Ötzi’nin ölüm sebebini belirlemek için yapılan soruşturmada görev alan Münich Polis Teşkilatı'nda çalışan Dedektif Alexander Horn, Ötzi cinayetinin detaylarını aydınlattı.
Cansız bedeni tam 5 bin yıldan fazla bir süre boyunca bir buzulun içinde kaldı. Bedeninin gün yüzüne çıkması ise şaşırtıcı bir şekilde küresel ısınmanın etkisiyle oldu. 'Buz Adam Ötzi'nin hikâyesi asırlar sonra Avustralya-İtalya sınırdaki Similaun ve Hauslabjoch dağları arasında açığa çıktı. Takvimler 1991 yılını gösterdiğinde Ötztal Alpleri'nde yürüyüşe çıkan iki kişinin onu bulmasıyla gün yüzüne taşınan Ötzi, bilim dünyasında da heyecan yarattı. Arkeologlar daha önce en az Ötzi kadar eski olan, özel ritüellerle mumyalanmış, iç organları çıkartılmış,
Rusya-Ukrayna savaşı tüm şiddetiyle devam ederken, cephe hattında ve cephe gerisinde ilginç gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Son olarak Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gerçekleştirilen operasyonda kapalı bir garajdaki muşambanın altından 4 füze çıktı. Bu füzelerin toplam değeri ise tam 22 milyon lira! İşte detaylar.
24 Şubat 2022'de Rus ordusunun Ukrayna topraklarına girmesiyle başlayan savaşın ilk günlerinde, Rus ordusu geniş bir alanda başlattığı saldırı dalgasında Ukrayna’nın başkenti Kiev’in belirli bölgelerinde kontrolü kısa süreliğine ele geçirdi. Ancak Ukrayna güçlerinin sert direnişi sonrasında Kiev yakınlarında ele geçirdiği bölgelerden çıkarıldı ve Ukrayna’nın kuzeyinde ele geçirdiği bölgelere çekilmek zorunda kaldı. İlerleyen günlerde, Batı ülkelerinden gelen silah desteğiyle birlikte Rus güçlerini daha yoğun şekilde hedef almaya başlayan Ukrayna ordusu, Rus güçleri tarafından işgal edilen Kiev’in kuzeyinde kalan bölgeleri de kurtardı ve Rus ordusuna ait çok sayıda silah ele
Geçtiğimiz 23 Eylül’de İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen törende, 2020 yılında sözleşmesi imzalanan Hisar sınıfı Açık Deniz Karakol Gemileri'nin ilk ikisi olan TCG AKHİSAR ve TCG KOÇHİSAR denize indirildi. Törende MİLGEM projesinin ilk gemisi olan TCG HEYBELİADA ve yakın zamanda Türk Deniz Kuvvetleri’ne teslim edilmesi planlanan İstif sınıfı fırkateynlerin ilk gemisi TCG İSTANBUL da hazır bulunurken, PN MİLGEM projesi kapsamında Pakistan için üretilen dört gemiden ilki olan PNS BABUR için bir teslim töreni de gerçekleştirildi.
Peki ilk kez Kasım 2020’de ASFAT A.Ş. ile Milli Savunma Bakanlığı arasında imzalanan sözleşme ile inşasına başlanan ve kısa sürede üretildikten sonra denize indirilen Açık Deniz Karakol Gemiler hangi özelliklere sahip? Bu gemiler Türk Deniz Kuvvetleri’nde hangi görevleri üstlenecek? "Cumhuriyetimizin 100. yılında ilk kez aynı anda iki gemiyi tek bir törende denize indirdik ve ihraç ettiğimiz bir gemiyi de teslim ettik. Bu onlarca yıllık Türk Deniz Kuvvetleri mühendis
Türkiye'ye F-16 satışına karşı çıkan New Jersey Senatörü ve Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Menendez ile ilgili rüşvet skandalı ortaya çıktı. Eşi aracılığıyla yaklaşık 400 bin dolar değerinde külçe altını rüşvet kabul etmekle suçlananınca istifa eden Menendez'in skandal listesinde ise yok yok.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Robert Menendez hakkında son 10 yılda ikinci defa ortaya atılan yolsuzluk iddiaları, Türkiye karşıtı söylemleriyle tanınan Menendez’e yönelik istifa çağrılarını arttırmıştı. Menendez ise çağrılara "Adalete inananlar, suçu kanıtlanıncaya kadar masumiyete de inanırlar" diyerek istifa etmeyi reddetmişti. ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, dün yaptığı açıklamada Menendez'in geçici olarak Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı görevinden ayrıldığını duyurdu. New Jersey'li Demokrat, Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanlığı da dahil olmak üzere "gücünü ve nüfuzunu" kullanarak çıkar sağlamak karşılığında rüşvet almak ve evinde bu yoldan elde ettiği yüz binlerce
Takvimler 5 Eylül 1986'u gösterdiğinde ABD merkezli hava yolu şirketi Pan-Am'a ait Boeing 747, Hindistan’ın Mumbai kentinden havalandıktan sonra sırasıyla Pakistan’ın Karaçi, Almanya’nın Frankfurt şehirlerini ziyaret edecekti. Bu duraklarda yolcularını indirecek ve yeni yolcularını alacak uçak, rotasını son durağı olan ABD’nin New York şehrine çevirecekti. En azından planlanan buydu ve olaylar Pakistan’ın Karaçi şehrine kadar problemsiz şekilde ilerledi.
Karaçi’ye iniş gerçekleştiren uçak, yolcularını indirdikten sonra yeni yolcularını da almış, yapılacak son kontrollerin ardından yeniden kalkış yapmak için sıraya girmeye hazırlanıyordu. Tam da bu sırada havalimanına sızmış olan ve havalimanında görevli olan yer araçlarına benzettikleri bir minibüsler yer görevlisi gibi davranan Filistin merkezli Ebu Nihal Örgütü’nün 4 silahlı militanı havaya ateş açarak hızlı adımlarla uçağa bindi.
1970 ve 1980’li yıllar, Filistinli grupların sık sık uçak kaçırma girişimlerinde bulunduğu ve Avrupa başta olmak
1980'li ve 1990’lı yılların başında dünya günümüzde göründüğünden biraz daha farklıydı. ABD dışında Soğuk Savaş’ın iki kutuplu dünya düzenindeki başrol sahibi SSCB yani Sovyetler Birliği’ydi. SSCB'nin eskisi kadar olmasa da hâlâ önemli bir aktör olmaya devam ettiği günlerde Balkan coğrafyasında dönem dönem Sovyetler ile ayrışmalar yaşasalar da Tito'nun liderliğinde İkinci Dünya Savaşı'ndaki Mihver devletlerin işgaline karşı uzun süren bir direnişin ardından çok sayıda ulusun bir araya gelmesiyle Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti vardı. Yugoslavya, kendine has dokusuyla birçok alanda akıllarda kalan bir ülke oldu. Hafızalara kazınan simgelerden biri de otomobil tutkunlarını yakından ilgilendiriyordu.
Yugoslavya'nın sembollerinden Josip Broz Tito, 1980 yılında hayatını kaybettiğinde çatışmaya ve ayrışmaya karşı hassaslığını belirtmek için 'Ellerimde tuttuğum kristal bir küre' olarak tanımladığı ve demir yumrukla yönettiği ülkesi Yugoslavya da dağılma süreci içine girdi. 1980'lerin sonlarında Doğu