Schalke dar alanlara rağmen müthiş hareketlilik içinde Galatasaray’a karşı çok ciddi baskı yaptı
Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarında maç öncesi takımları kendi liglerindeki performanslarına göre değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Daha maçın başında Schalke zorlu ve önemli bir rakip olduğunu oluşturduğu tehlikeli ataklarla gösterdi. Huntelaar, Bastos, Draxler ve Farfan çok hareketli ve gol noktalarında etkili oyuncular.
Galatasaray açısından maç çok zorlu başlasa da özellikle Drogba kendisine gelen her topu olumlu kullanarak atakların mimarı oldu. Her aldığı pası etkili kullanması ile birlikte Burak’ın müthiş golü geldi ve hemen arkasından Hamit’in direkten dönen şutu...
Galatasaray oyunu her ne kadar dengeli ve kontrollü oynamaya çalışsa da, kalesinde çok ciddi pozisyonlar gördü. Bunda rakibin çok hareketli olması, ayağa çok iyi pas yapması, özellikle kanatlardan Farfan ve Bastos’un çok etkili oynaması sebep oldu. Riera ve Sneijder’in olduğu sol kanat çok zaaf gösterdi. Galatasaray takım savunmasını yarı sahasında yapıp, rakibi hataya zorlayarak kazandığı toplarla hızlı hücuma çıkıp etkili olmaya çalıştı. Ancak rakip bu dar alanlara rağmen müthiş hareketlilik içinde
İnsan üstü fizik gücüne sahip olan Drogba 3 dakikada maçın gidişatını değiştirdi
Bir yanda bünyesinde yerli ve yabancı çok kaliteli oyuncuları barındıran Galatasaray, diğer yanda ligin son sırasında yer alan mütevazı bir kadroya sahip Akhisar Belediyespor.
Oyunun daha 5. dakikasında, maçın nasıl geçeceği konusunda oynanan futbol bize bilgi verdi. Galatasaray topa hakim olan, pas yaparak rakip sahaya yerleşen, özellikle kanatlardan hücum geliştiren bir kimlikteydi. Akhisar ise Galatasaray’ın kaliteli ayaklarına fırsat vermemek için kendi sahasında agresif savunma yapan, ardından da Kenan ve Sertan ile hızlı hücuma çıkma düşüncesine sahip bir anlayış içindeydi.
Beklendiği gibi Galatasaray hemen maçın başında yüksek top hakimiyeti ile oyunun kontrolünü eline aldı. Semih-Dany ikilisi yüksek konsantrasyon ile oynayıp Gekas’a hareket alanı bırakmadılar. Selçuk, Yekta ve Sneijder pas oyununu organize eden isimler olurken, Galatasaray tüm etkili ataklarını sağdan geliştirdi.
Gekas fırsatları harcadı
Sabri-Hamit ikilisi çok iyi anlaşıyor. Eski günlerindeki gibi etkili oynamaya başlayan Sabri, Hamit’in her içeri girişinde sağ kanatta topla buluşup etkili ortalar yapıyordu.
Fenerbahçeli oyuncular bu maça çok iyi hazırlanmışlar, Avrupa’da yollarına devam ederler
Avrupa Ligi grup maçlarında çok istikrarlı bir performans ortaya koyan Fenerbahçe, 32 takım arasına girme başarısını gösterdi. Finale giden yolda Inter, Liverpool, Atletico Madrid gibi çok zorlu rakipler olsa da iki maç üzerinden oynanan kupada Fenerbahçe her takımı eleyebilecek gücü sahiptir.
Fenerbahçe sezon başı ve arasında takım yapılanması adına ciddi dalgalanmalar yaşasa da bugün itibariyle çok güçlü bir kadroya sahip oldu. Özellikle Emre’nin gelişi orta sahanın hücumda ve savunmada daha etkin olmasını sağlayacaktır. Ziegler ile sol taraf daha güvenli olurken, Webo ile Fenerbahçe daha fazla gol ayağına sahip oldu.
BATE Borisov gibi takımlara karşı oynamak hiç kolay değil. Bu tip takımlar çok fazla koşarak, mücadele ederek oyunu zora sokarlar. Bir diğer zorluk ise iklim şartlarıdır. Bu maçta da yüksek konsantrasyonla oynamak, ilk dakikadan itibaren agresif oynamak gerekir. Bununla birlikte eleminasyon sisteminde deplasmanda gol atmak en öncelikli faktörlerden biridir.
Fenerbahçe maça hızlı ve dinamik başladı. Rakibe çok ciddi baskı yaptı. Maça kazanmak için sahaya çıktığını
Galatasaray’ın Drogba ve Sneijder transferleri özellikle Şampiyonlar Ligi’nde hedeflerin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyarken, aynı zamanda taraftarların takıma olan ilgisini de o derece artırmış.
Muhteşem futbol gecesinde Galatasaray oyuna her zamanki gibi yüksek tempo ile başladı ve Burak ile gole ulaştı. En çok dikkat çeken nokta Sneijder’in ilk on birde yer alması ve Melo’nun yokluğunda Yekta’nın orta sahada oynamasıydı.
Antalyaspor çok iyi organize olmuş bir takım olmasına rağmen Galatasaray’ın bu temposu karşısında topa sahip olup, rakip kalede etkili olamadı. Sabri eski günlerine dönmüşcesine hem savunmada hem de hücum çıkışlarında çok etkiliydi. Melo’nun yokluğunda Selçuk-Yekta ikilisi çok uyumluydular. Yekta, soğukkanlı ve sakin stili ile çok özel bir oyuncu olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi.
Topun Galatasaray’da kalması yüksek tempoda güvenli pas oyununun oynanabilmesinde Selçuk-Yekta-Hamit-Sneijder çok önemli rol aldılar. İlk yarı itibariyle Amrabat pasif kalırken, Galatasaray’ın atakları Sabri-Hamit kanadından gelişti. Bu sezon çok sayıda oyuncu ile hızlı hücuma çıkan ve çok başarılı olan Antalyaspor, ancak maçın 35. dakikasından sonra bu görüntüyü
Bu sezon Süper Lig takımları için çok zorlu geçiyor. Her takım bir diğer takımı yenebiliyor. Ligin 20. haftası itibariyle tüm takımlar çok ciddi puan kayıpları içinde... Dört büyükler istikrarlı bir performans ortaya koyamadı, çok fazla puan kayıpları yaşamalarından dolayı küme düşme potasındaki takımlarla ilk beşi oynayanlar arasında fazla puan farkı oluşmadı.
Beşiktaş tüm sorunlarına rağmen Samet hoca liderliğinde tüm spor kamuoyonunun takdirle karşıladığı bir oyun karakteri ortaya koydu. 90 dakika boyunca coşkulu bir oyun içinde, çok koşan, mücadele eden, özellikle de kadrosundaki 4-5 oyuncuyla çok da gol atabilen bir takım oldu. En önemli sorunu ise oyunu dengeli, kontrollü oynayamayıp çokça da gol yemesiydi.
Aslında bir değerlendirme yaparken her iki takımın da sezonun ikinci yarısı itibariyle oynadıkları son üç maça bakmak gerekiyor.
Elazığspor ikinci yarıya iyi başladı ve beş puan topladı. Takım savunmasını çok doğru uygularken hücum zenginliği içinde çok daha etkili bir oyun ortaya koymaya başladı. Bu performansı, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Kasımpaşa gibi ligin güçlü ekiplerine karşı gösterdi.
Bu maç öncesinde Beşiktaş’ta bir farklılık yoktu. Yine coşkulu, çok
Türk futbolunun istikrara ihtiyacı var. İstikrar için uzun süreli projeler ve büyük sabır gerekir. “Türk Futbolu”nun kısır döngü içindeki günlük başarılara bağlı popülist kültürden uzaklaşması gerekir. İstikrarlı bir şekilde başarının yakalanması adına yönetimlere, teknik adamlara ve oyunculara bu süre verilmeli ve güven duyulmalıdır.
Türk Milli Takımı’nın zengin bir oyuncu havuzu var. Süper Lig’de performansları yüksek olan tecrübeli, genç tecrübeli ve genç oyuncular olduğu kadar yurt dışından da milli takımlara kazandırdığımız yetenekler mevcut... 2014 Avrupa Şampiyonası eleme grubundaki ilk dört maçımızda istenilen sonuçlar alınmamış olsa dahi, önümüzde oynayacağız daha altı maç bulunmakta... Benim görüşüme göre teknik ekibe ve oyuncularımıza gerekli güven ve destek verilirse bizim potansiyelimiz bu altı maçı da kazanabilecek kadar büyüktür.
Puan maçları öncesinde Çek Cumhuriyeti’ne karşı son hazırlık maçını oynadık. Çek Cumhuriyeti yüksek fizik gücüyle, takım savunmasını bütünlük içinde agresif uygulayan ve hücuma da hızlı şekilde çıkan etkili bir takım... Rakip maça çok istekli ve baskılı başladı. Maçın başında golü bulup sahanın her bölgesinde oyuncularımıza yakın
Oyun temposuz görünse de Fenerbahçe bu sakin, ayağa pas oyunu ile hem savunmada hem de hücumda takım bütünlüğü içinde oynadı
Gruptan çıkmayı garantilemiş durumda olan Fenerbahçe hiçbir şekilde riske girmeden oyunun temposunu oldukça düşük tuttu. Maçın genelinde dengeli ve kontrollü oyunu tercih etti. Bunu uygularken de kazandığı topları ayağa pas yaparak rakip kaleye taşıdı ve rakip kalede çoğaldı.
İlk 11’deki oyunculara bakıldığında topsuz koşu yapacak, rakip savunma arasına ve arkasına koşarak Fenerbahçe’yi hızlı hücuma çıkarabilecek bir tek Stoch vardı. Bu yönden bakıldığında ortaya konan bu oyun anlayışı çok doğru... Üç kulvarda yarışan Fenerbahçe’nin alternatif oyuncularını oynatması, onları hem fiziksel hem de mental olarak hazır tutmaya çalışması çok doğru bir uygulama... Oynama devamlılığını son maçlarda yakalayan ve her maç kendisini daha da geliştiren Salih’in dışındaki diğer oyuncuların kendilerini daha fazla zorlamaları ve motivasyonlarını daha yukarılara çekmeleri gerektiği ortada... Bu zorlu rekabette Aykut hoca her bir oyuncuya fazlasıyla ihtiyaç duyacak...
Oyun temposuz görünse de Fenerbahçe bu sakin ayağa pas oyunu ile hem savunmada hem de hücumda takım
Galatasaray’ın en büyük gücü, Umut-Elmander, Emre-Hamit ve Selçuk-Melo ikilisinin hücum ve savunma bölümlerini oynayabilecek özelliklere sahip olmaları.
Derbi maçları tüm Türkiye’nin olduğu kadar yurt dışında yaşayan milyonlarca vatandaşımızın da fazlaca ilgisini çeker.... Böylesine büyük kitlelere hitap eden bu rekabetteki en önemli faktör, psikoloji olarak önümüze çıkıyor. Hafta boyu yazılıp çizilenler, camiaların içinde bulunduğu olumlu olumsuz durumlar, takımların puan sıralamasındaki yeri, maçın kendi sahasında veya deplasmanda olması, stattaki ambiansın yanı sıra daha da önemlisi 90 dakikalık maçın gidişatı oyuncular üzerinde çok büyük stres ve baskılar oluşturuyor. Derbi maçları, güçlü karakter, irade ve soğukkanlılık gerektirir. Öncelikle karşılaşmayı 11’e 11 bitirmek asıldır. Bu yüzdendir ki, böylesine günler, bu yollardan geçmiş bu rekabeti fazlaca yaşamış, bu büyük baskıları rahatça kaldırabilecek kariyerli ve tecrübeli olan oyuncuların öne çıkarak kendilerini gösterme ve kanıtlama zamanıdır!
Stattaki ambiansla hava şartları ve zeminiyle muhteşem futbol akşamında Galatasaray maça hızlı girdi ve Necip’in saha dışında olduğu bir anda Emre ile öne geçti. Galatasaray