Galatasaray’ın en büyük gücü, Umut-Elmander, Emre-Hamit ve Selçuk-Melo ikilisinin hücum ve savunma bölümlerini oynayabilecek özelliklere sahip olmaları.
Derbi maçları tüm Türkiye’nin olduğu kadar yurt dışında yaşayan milyonlarca vatandaşımızın da fazlaca ilgisini çeker.... Böylesine büyük kitlelere hitap eden bu rekabetteki en önemli faktör, psikoloji olarak önümüze çıkıyor. Hafta boyu yazılıp çizilenler, camiaların içinde bulunduğu olumlu olumsuz durumlar, takımların puan sıralamasındaki yeri, maçın kendi sahasında veya deplasmanda olması, stattaki ambiansın yanı sıra daha da önemlisi 90 dakikalık maçın gidişatı oyuncular üzerinde çok büyük stres ve baskılar oluşturuyor. Derbi maçları, güçlü karakter, irade ve soğukkanlılık gerektirir. Öncelikle karşılaşmayı 11’e 11 bitirmek asıldır. Bu yüzdendir ki, böylesine günler, bu yollardan geçmiş bu rekabeti fazlaca yaşamış, bu büyük baskıları rahatça kaldırabilecek kariyerli ve tecrübeli olan oyuncuların öne çıkarak kendilerini gösterme ve kanıtlama zamanıdır!
Stattaki ambiansla hava şartları ve zeminiyle muhteşem futbol akşamında Galatasaray maça hızlı girdi ve Necip’in saha dışında olduğu bir anda Emre ile öne geçti. Galatasaray yüksek bir yüzde ile top hakimiyetini elinde tutup, çok iyi pas yaparak oyuna hakim başladı. Özellikle kanatlarda etkili varyasyonlar geliştirdi. Sol kanatta Riera-Emre-Elmander, sağ kanatta Sabri-Hamit-Umut’la önemli hücumlar yaptı. Galatasaray’ın en büyük gücü, oyuncularının temposu ile Umut-Elmander, Emre-Hamit ve özellikle Selçuk-Melo ikilisinin oyunun hücum ve savunma bölümlerini oynayabilecek özelliklere sahip olmaları.
Beşiktaş ise Almeida ve Oğuzhan’ın yokluğunda topa fazlaca sahip olamazken, daha çok mücadele yönünü öne çıkarıp, hızlı hücumlarla rakip kale önünde etkili olmaya çalıştı. Beşiktaş’ın maçın başından beri ciddi baskı altında kalmasının başlıca sebepleri ileride top tutamaması ve çok çabuk topu kaybetmesiydi. Bu noktada Almeida ve Oğuzhan’ın önemi daha da artıyor. Hilbert’in defans arası koşusuyla girdiği gol pozisyonu dışında Beşiktaş duran toplarla rakip kalede gol atabileceğinin sinyallerini verdi. Ancak 46. dakikada Selçuk’un kullandığı etkili frikik atışında Rieria ile Galatasaray ikinci golü buldu. Aslında genel bir değerlendirme yapıldığında, oyuncu kaliteleri karşılaştırıldığında Galatasaray’ın daha etkili ve zengin bir kadroya sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Galatasaray’a nazaran çok daha dar bir kadro ile mücadele veren Beşiktaş’ı ayakta tutan ise takım sinerjisi ve özellikle de Fernandes, Almeida, İbrahim, Oğuzhan, Holosko gibi yetenekli veya tecrübeli oyuncular. Bir tek Almeida ve Oğuzhan olmadığında dahi Beşiktaş’ın oyunu daha da zora giriyor.
İlk yarının aksine ikinci yarıya Beşiktaş hızlı başladı ve Sivok’la golü bularak derbilerde oyun içinde her an her şeyin değişebileceğini gösterdi. Oyuna Oğuzhan’ın girmesiyle birlikte Beşiktaş daha dengeli ve daha çok topa sahip olmaya başladı. Galatasaray 2-1 önde olmasına rağmen Melo’nun kırmızı kart görmesi gecenin en olumsuz görüntüsüydü.
Her iki hoca da ikinci yarıda önemli hamleler yaptılar, yeni transferleri Sneijder ve Dentinho’yu sahaya sürdüler. Ancak her iki oyuncu da fazla etkili olamadılar.