Telepati herhangi bir duyusal iletişim, fiziksel sinyal kullanmadan başka birisiyle zihinsel olarak iletişim kurmak, bir düşünceyi başka birine iletmek anlamına geliyor.
Aynı zamanda başka birisinin aklındakileri okumak ve gelecekte olabilecek olayların bilgisini almak hissetmekte buna dâhil.
Telepati bilinçli veya bilinçsiz iki şekilde gerçekleşiyor. Bilinçli olanında kişi bunun için özel hazırlıklar yapıyor ve karşı tarafa göndermek istediklerini zihinsel olarak aktarıyor.
Bilinçsiz olanı ise çoğumuzun başına gelmiştir. Telepati yeteneği yüksek kişilerde olan bi şey… Mesela aklınıza bir şey geliyor, bir şarkı diyelim, radyoyu açıyorsunuz pat o şarkı çalıyor!
Canınız bi şey çekiyor kapı çalıyor komşu, elindeki tabakta tam da canınızın istediği şey duruyor!
Birini düşünüyorsunuz telefon çalıyor hoop o kişi hattın diğer ucunda!
Rüyanızda bir şeyler görüyorsunuz çok geçmeden aynı şeyleri ya da benzerini yaşarken buluyorsunuz kendinizi?!
İşte bunun gibi şeyler. Nasıl tanıdık değil mi?
Akshaya kelimesi asla azalmayan “Ebedi” anlamına geliyor.
Bugün, hem Güneş'in hem de ayın en iyi gezegensel açıda oldukları söylenir.
Yoğun bir parlaklık sergilemesi dolayısıyla yılın en altın günü olarak kabul edilir.
Vedik Astrolojisine göre bugün Güneş ve ay yüceltilmiş bir durumda. Bu hayırlı bir durum sayılarak Güneşin ve Ayın İlahi Enerjilerinin Akshaya Tritiya'da size iyi şanslar, başarı getirdiğine inanılıyor.
Çünkü Vedik astrologlar Askshaya Tritiya'yı bütün malefik (uğursuz) etkilerden arınmış, hayatta iyi şans getirdiği bilinen en hayırlı günlerden biri olarak kabul ediyorlar. O gün yapılan herhangi bir girişim veya o gün satın alınan herhangi bir şey iyi bir şans olarak değerlendiriliyor.
Manevi faaliyetler, meditasyon yapmak, dua etmek ve gelecekte iyi bir şans elde etmek için önemli olarak kabul edilir.
O günlerde başlayan herhangi bir girişimin iyileşmeyi ve refahı takip edeceğine inanılır.
Yeni bir girişime başlamak, önemli bir şey almak ve hatta evlenmek için en iyi gün veya altın almak için uygun bir gün olduğuna inanılmaktadır ve bu yüzden insanlar arazi satın alır, yeni işler başlatır, yeni yatırımlar yapar, evlenirler.
Geçmişe takılıp kalmak bugünün yaşam enerjisinden çalar.
Psiko terapist Derek Draper ve Psikolog Cecilia d'Felice tarafından hazırlanmış 10 günlük detoks (arınma programı) ile siz de zihninizi arındırabilirsiniz.
BİRİNCİ GÜN:
Kendinizle yüzleşin.
Öncelikle şu an kafanızda dolanan sorunlarınızı alt alta yazarak bir tablo oluşturun. Patlamamak için kendinizi zor susturduğunuz ve sinirlendiğiniz olayları yada pek önemli olmadığını düşündüğünüz hatta komik bulduklarınızı bile yazın. Bunlar günlük veya genel problemler olabilir. Sonra hemen bunların yanına kritiğini yapın. Aşağıda size yardımcı olması için nasıl bir tablo oluşturmanız gerektiğini göreceksiniz.
Örnek: Önemli bir telefon numarasını kaybettim / Ben salağım ./ Patronum yaptığım hatayı düzeltmemi söyledi / Neden daima hata yapıyorum / Postaneden almam gereken bir paketi almadım / Çok tembelim.
İKİNCİ GÜN:
İyimser olmayı deneyin.
21 Mart 2019 günü 04:43’de Şironyen bir Dolunay gerçekleşecek.
Güneş, Koç Burcu'na girdikten kısa bir süre sonra gerçekleşen, aynı zamanda Bahar Ekinoksunun ve yeni bir astrolojik yılın başlangıcını da gösteren bir Dolunay bu.
Ne demek Şironyen?
Şiron, Astrolojide yaralı şifacı demektir.
Bir yerden yara almak ve o yarayı iyileştirme gayreti içinde o konuda uzmanlaşmanızı sağlar…
Öyle değil midir? İnsan bir yerden yaralandığında kendini iyileştirme çabaları sayesinde o konuyu artık en iyi bilendir.
Yani hem yara aldığımız hem de şifalandığımız yerdir.
Terazi dolunayı konusu ilişkilerdir.
16 Mart Cuma günü Merkür ve Güneşin özel bir kavuşumu var!
Buna Cazimi de deniyor "Güneş'in kalbinde" anlamına gelen Arapça kelime ve güneşin yakınında bulunan bir gezegenin güneş ile kavuşmasına verilen astrolojik bir terimdir.
Peki bu bizim için Astrolojik olarak ne ifade ediyor?
Bir gezegen Güneş’in kalbinde olması, o gezegen ile ilgili her tür konuda evrenin tüm kanallarının açılması anlamına geliyor.
Merkür ise iletişimle ilgili konuları temsil ettiği için, kendimizi ifade etmek mesajımızı iletmek için enerjiler açık!
Ağzımızdan çıkan her şeye dikkat edeceğiz çünkü gerçekleşme olasılığı çok yüksek.
Hani bazen ağzımızdan bir laf çıkar ve Hay Allah başka bir şey dileseydim dilek kapısının açık saatine denk geldi herhalde deriz ya.. Hah işte, bu zaman dilimi içerisinde ağzınızdan çıkanlara dikkat edin:) Gerçek olabilir..
Ne yapabiliriz?
“İşler Güçler” diye bir dizi vardı onun bir bölümünde, 2030 yılında bir nedenle kadın nesli hızla tükeniyor. Tüm dünyada yalnızca erkekler kalınca teknoloji sandığı gibi ilerlemiyor tamamen gerilemeye başlıyor. Erkekler ev almak istemediği için emlak sektörü çöküyor. Eşya vs almadıkları için diğer tüm alışveriş sektörleri çöküyor. Kimse kendine bakmadığı için perme perişanlar falan… Dünya felaket halde… Her yer pislik içinde…
Bu bir kurgu evet… Ama gerçeğe çok uzak değil.
Kadınlar olmasa aynen böyle olabilirdi…
Mevcut insan popülâsyonunda cinslerden birinden birini kaldırdığınızda bahse girerim kadınlar çok daha uzun seneler düzen içinde götürürdü… Erkekler için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Allahın insanı dünyaya göndermesinde kadını vesile etmesi bile kadına sistemin devamında ne kadar önem verdiğinin en büyük kanıtı aslında ama hadi düşünelim kadınlar olmayınca neler olurdu?
Moda sektörü olur muydu, hiç sanmıyorum.
Kozmetik sektöründen bahsetmiyorum bile. Kadınlar olmayınca erkeklerin bunlarla ilgileneceğini hiç düşünmüyorum:)
Ev almak gibi bir dertleri de olacağını sanmıyorum. Emlak sektörü de çöktü bu durumda. :)
Seneler önce, ben bu enerji çalışmalarını, kelimelerin çekim gücünü keşfetmeden uzuun yıllar önce de diyebiliriz:)
Altın günlerimiz olurdu, ne zaman çekiliş yapılsa en sonuncusu benim istisnasız! Ama durumu öyle kanıksamışım ki daha çekiliş yaparken bitiriyorum olayı "Ooo kesin son bende" diye... O da sağ olsun hiiç yanıltmıyor beni... Biz buna gülüyor şakalar yapıyor eğleniyoruz ama ufaktan sinirim de bozulmuyor değil hani "bu ne şanssızlık yahu" diye...
Hayır, şanssızlığı kabul edeceğim etmesine de her şeyde öyle değil biliyorum... Yani bir gariplik var, çözemiyorum ama…
Bir de ne desem, neyi büyük konuşsam aynısı çok geçmiyor ki ben yaşıyorum..
Sonradan öğrendim bir insan "nasıl yani?" dediğinde, cevabın kendisine yaşatıldığını:) Hayatta yapmam, asla katiyen dediğinde şeytanın kulak kabartıp tüm işini bırakıp onu sana yaptırmak için uğraştığını:)
İlk ders; doğal olarak, ağzından çıkan kelimelere dikkat et oldu!
Bütün bunları niye sürekli anlatıyorum. Bazen laf olsun torba dolsun misali konuşuyoruz. Bilmiyoruz ki ağzımızdan çıkan her kelime bir çekim alanı yapıyor.
Albert Einstein dediği gibi
Şükür sahip olduğunuz şeyi çoğaltan muhteşem bir enerji kaynağıdır.
“Allah’ım senden gelen bu nimet ve güzelliklere teşekkürler, devamını dilerim” demektir!
Şükür verilen nimete karşı minnettarlıktır! Kıymet bilmektir…
Şükür Teşekkürden geliyor!
Şükrün karşıtı “Küfr” Yani örtmek. Nimeti görmemek, kabul etmemek!
Bir yandan şükrederken diğer yandan şikayetlenmeyin...
Çünkü odağınız ne ise onu çoğaltırsınız!
Bir şeyden çok fazla şikayetlendiğinizde evrene; (Bu bir anlamda) Allah’ım bana bundan daha fazla gönder diye bağırmış oluyorsunuz!