Dünya değişiyor, turizm de değişecek deyip duruyorduk kaç zamandır. Turizmin hiç akla hayale gelmeyecek bir çeşidi yakında hayatımızın alışmamız gereken bir parçası olacak gibi duruyor: Uzay turizmi
Sizi bilemem ama ben gözü sürekli uzayda olan çocuklar jenerasyonundanım. NASA’nın insanlı ay yolculuğu projesi olarak bilinen Apollo projesi ile büyüdük biz. Dünyanın iki süper gücü ABD ile Sovyetler Birliği, ciddi bir uzay yarışındaydı ama biz en heyecanlı kısmını kaçırmıştık. Sovyetler Birliği, uzaya ilk insanı yollamıştı bile çoktan, kozmonot Yuri Gagarin’in hikâyesini evdeki ansiklopedilerde okuyup, küçücük aklımla babama, “ben büyüyünce kozmonot olacağım” diyordum. Ama şansıma küçük de olsam unutamadığım bir tarihi olaya şahitlik etmiştim: Apollo 11, Ay’a inecek ve Neil Armstrong ile Edwin Aldrin, Ay’a ayak basan ilk insanlar olacaklardı. Gecenin bir vakti uykumdan kakıp televizyonun önünde nefesimi tutarak Ay’a atılan ilk adımları izlemiştim.
Artık oyuncaklarım bile Ay üssü, Apollo 11 füzeleri, Ay’a ayak basan astronotlardı ve ben kesinlikle astronot olmak istiyordum. Birkaç yıl sonra ABD’de Apollo projesi sürerken çekilen ve projenin başardıklarının çok ötesinde hikâyeler anlatan “Uzay Yolu” dizisi, siyah-beyaz tek kanallı TRT televizyonunda gösterilmeye başladı. Her bölümünü yeni yetme bir ergen olarak burnumu televizyona dayayıp izleyen ben, galaksiden galaksiye, bir görevden ötekine uçan Star Trek uzay gemisinde Kaptan Kirk ve mürettebatıylaydım.
Sıra Mars’a gelmişti
Artık Ay beni heyecanlandırmıyordu, Mars falan da. Bizim bildiklerimizin çok ötesinde bir şeyler olmalıydı. Ateş olmayan yerden duman çıkmazdı malum, mutlaka bunlarda bir doğruluk payı olmalıydı. Biz neden gidemiyorduk mesela uzayda dolaşmaya? Yıllar geçmiş, hayat beni uzayda olmasa da dünya gezegeninde hiç durmadan dolaşmakla görevlendirmişti. O arada da ABD Ay’a olan ilgisini rafa kaldırmış, Mars’ta hayat var mıdır, orada Dünya’ya alternatif bir yaşam kurulabilir mi gibi projelerle uğraşıyordu. Aynen Ay programı sürecinde olduğu gibi, bu sefer de Mars’a gidilen ve Mars’ta yeni bir hayat kurmak için uğraşılan uzay filmleri çekiliyordu. Hatta bir ara uzay yolculuklarının başlayacağı, Türkiye’den de bu yolculuklara bazı zenginlerin kayıt olduğu konuşulmaya başlanmıştı.
Uzayda butik tur
Gel zaman git zaman olaylar bambaşka bir boyuta taşındı. Bu sefer de son yıllarda adı mutlaka her yerde geçen Elon Musk’ın uzaya gideceği konuşulmaya başlandı. Elon Musk’ın uzay mekiği ve roket üreticisi şirketi Space X, sürekli ilginç gelişmelerle haberlerde yer alıyor, herkesi heyecanlandıran projelere imza atıyorlardı.
Geçtiğimiz günlerde Space X’in, 60 yıllık insanlı uzay uçuşu tarihinde ilk defa profesyonel astronotlar olmadan, 4 turisti 3 günlük bir dünya yörüngesi turuna götüreceği haberi çıktı. Bu dört kişilik gezinin adı Inspiration-4 (Esinlenme-4) idi. Turizmci gözüyle bakarsak 4 kişilik bir butik tur. Gezinin masraflarını Jared Isaacman adında 38 yaşında bir iş insanı üstlenmişti. Bu seyahate Isaacman’in yanında, çocukken kemik kanseriyle savaşan 29 yaşındaki bir sağlık çalışanı, uçuş için düzenlenen yarışmayı kazanan 51 yaşındaki bir jeoloji öğretmeni ile 42 yaşındaki eski bir kadın savaş pilotu da katılıyordu.
Sonuçta çarşamba günü SpaceX tesislerinde sıkıştırılmış ve yoğun bir astronotluk eğitimi gören ekip uzaya çıktı; üç gün boyunca 575 kilometre yükseklikte, yani Hubble uzay teleskobunun mevcut yörüngesinin biraz daha yukarısında, Dünya’nın yörüngesinde dolaşıp mavi gezegenin muhteşem görüntülerinin tadını çıkarmak için. Bu heyecan verici yolculuk için geziyi finanse eden Isaacman, “Bu, sıradan insanların gidip yıldızlar arasında maceraya atılabileceği bir dünyaya doğru ilk adım” demiş.
Yanlarında astronot olmadan ilk gerçek uzay gezisini gerçekleştiren bu dört kişi yalnızca yenilik arayan turizm sektörü için değil, tıp araştırmaları için de umut kaynağı olacaklar.
Uzayda özel rekabet
Galiba bu ekibin ardından artık gerçekten de yeni bir turizm kolu devreye girecek ve yalnızca zenginlere hitap eden bir şey olmayacak gibi görünüyor. Ama gerçekçi olmak gerekirse bu o kadar çabuk olacak gibi de durmuyor. Cebinde çok parası olanlar içinse bazı alternatifler yok değil. Bazı şirketler çalışmalara başladı bile; bu şirketlerin aralarında büyük rekabet olduğunu tahmin edebilirsiniz. Örneğin Virgin Galactic şirketi kurucusu Sir Richard Branson, çok kısa bir uzay yolculuğu yaptı temmuz ayında, ama uzayın sınırına kadar gidip hemen döndü. Diğer şirketler ise onun ulaştığı yüksekliği uzay sınırı kabul etmiyor. Herkes birbirine karşı alternatif üretme derdinde. Virgin Galactic ise 2022 yılının başından itibaren sivil uzay gezilerini başlatacağını duyurdu ve biletler satışa sunuldu bile. Şu ana kadar 600 rezervasyon aldığını belirten şirketin bilet fiyatları 200-250 bin dolar civarında.
Bu arada Blue Origin şirketi de Jeff Bezos ile bir uçuş gerçekleştirdi; onun uçuşu diğer uçuştan biraz daha yüksekti. Blue Origin Şirketi de yakın tarihte uzay turizmi uçuşlarına başlayacağını açıkladı.
Bu tür yolculuklar çok ciddi paralarla gerçekleşiyor; müzayedeler, bağışlar ana kaynağı oluşturuyor. Eğer çok paranız varsa ve bu şirketlere bağış yaparsanız uzaydan mavi gezegeni izleyebilir, yaşadığınız bu anları da seyahat ettiğiniz kapsülün içindeki kameralar ölümsüzleştirebilir. Sanırım parası olan için buna değer, parası daha az olanlar ise biraz daha bekleyecek gibi! Ama belli mi olur?