Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dış politika medya gündemini bir hayli meşgul ediyor. Fakat bugün “dış politikanın” halkımızın öncelikli sorunu olmadığını ve silahlı müdahale, savaş, çatışma gibi “sert” yöntemlerden de pek hoşlanma-dığımızı ortaya koyan bir araştırmadan söz etmek istedim.

Araştırmanın kurgusu
Uzmanlık alanı dış politika analizi olan, Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Dr. Özgür Özdamar ve proje ekibi TÜBİTAK’ın desteklediği 24 aylık bir dış politika araştırması gerçekleştirdi. Araştırma, siyasi aktörlerin, elitlerin ve halkın dış politika konularında tutumunu ve Türkiye’ye biçtiği rolleri ortaya çıkarmayı hedefliyor.
Özdamar, ilk aşamada karar alıcıların dış politika söylemlerini ele almış. Literatür taramasının ardından liderlerin konuşmalarını içerik analizine tabi tutmuş. Ardından seçkinlerle, Türkiye’nin dış politika rolleri ve tutumlarının ne olması gerektiği belirlemeye çalışmış. Farklı görüşteki diplomat, akademisyen, işadamı, gazeteci elli kişiyle derinlemesine mülakat yapılmış.
Son olarak geniş bir anketle kamuoyunun dış politikaya dair tutumlarını ölçmüş. Özdamar, sonuçlar hakkında şunları ifade ediyor.

Siyasi karar alıcılar
Karar alıcılar dış politikada, genellikle işbirliğine yatkınlar. Küresel ve bölgesel ortaklıkları destekleyen, barış ve istikrar yanlısı rolleri benimsiyorlar. Türkiye’nin pozisyonunu da göz önüne alarak, küresel sistemle uyumlu, kendisini çevreleyen bölgelere odaklı, bu bölgelerde ve dünyada barış ve istikrarı destekleyen ‘küresel iyi vatandaş’ rolünü ön plana çıkarıyorlar.
Genelde liderlerin birbirlerine çok benzeyen “orta büyüklükte ülke” rollerini savundukları görülüyor. Bunun istisnası, son yıllarda ortaya çıkan “mazlumların koruyucusu”, “bölgesel lider” ve “merkez ülke” rolleri.

Seçkinler ve dış politika
Seçkinlerin Türkiye’ye dış politikada biçtiği roller ise daha çok bölge odaklı, yerel ve mütevazı. Türkiye’ye uyun görülen “köprü ülke”, “bölgesel güç”, “model ülke”, “bölgesel ortak”, “arabulucu” gibi roller. Daha ekonomi odaklı ve risksiz rolleri benimsiyorlar. Grup içindeki en büyük tartışma ise “bölgesel liderlik” ve “merkez ülke” üzeriden yürüyor.

Kamuoyu ve dış politika
Türk kamuoyu ağırlıklı olarak barış yanlısı. Müdahaleci olmayan, iyi komşuluk rollerini destekliyor. “Yüksek statülü”, önemli bir Türkiye görmek istiyor.
Örneğin, kamuoyunun % 92’si Türkiye’nin “Barış ve istikrarın savunucusu”, % 92’si “Model ülke”, % 91’i “Yükselen güç”, % 90’ı “İyi komşu” rollerini oynamasını istiyor
Yine, % 27.3’ü Türkiye’nin jeopolitik değerinin, %22.8’i askeri gücünün, %19.7’si hem Müslüman hem demokratik olmasının, %13.8’i ekonomik gücünün ülkeyi dünyada önemli yaptığını düşünüyor. Eğitimin yükselmesiyle Türkiye’nin dış ticaret odaklı dış politika yapmasını isteyenlerin oranı artıyor.
Dış politikada “askeri güç kullanma” konusunda kamuoyu bölünmüş durumda. Türkiye dış siyasetinde asker kullanabilir diyenlerin oranı % 40. Hayır diyenler ise % 41. En ilginç olanı ise, Türk toplumunun % 68’i içe kapanmaya karşı.
Dış politika halkın “öncelikli” gündem maddesi değil ve sekizinci sırada. Dış politika meraklıları için ufuk açıcı bir araştırma ve zamanlaması da oldukça iyi.