Obama, IŞİD stratejisinin genel çerçevesini açıkladı. Politikacılar, medya ve askeri uzmanlar çeşitli görüşler ileri sürdüler. Eksikliklere, zayıf noktalara dikkat çekerek eleştiriler getirdiler. Önerilerde bulundular.
Açıklama sadece Irak ve Suriye’de değil, diplomatik, askeri, medya ve istihbarat alanlarında da hareketlenmeye neden oldu. Herkes bundan sonra olacakları merak ediyor. Gelişmeleri analiz etmek için ittifakın stratejilerinin yanı sıra IŞİD’in karşı strateji ve taktiklerini de mercek altına almakla mümkün. Bu bağlamda IŞİD’in strateji ve taktiklerini biçimlendiren bazı faktörlere bakmak faydalı olabilir.
Stratejinin zaman boyutu
Siyasi ve askeri karar alıcılar mücadelenin uzun süreceğini biliyorlar. Çünkü bu onların değil, IŞİD’in bilinçli bir seçimi. Fakat Batı kamuoyu geleneksel olarak “hızlı bir zafer” beklentisi içindedir. IŞİD, bu beklentinin ötelenmesi halinde siyasilere baskı olacağını, içeride ve dışarıda ittifakların çatlayacağını da biliyor. Ayrıca iş uzadıkça maliyet ve harcamalar artacak, vergi mükellefleri mutsuz olacaklardır.
“Küresel tecrübe” ve karşı strateji
IŞİD’in stratejisini şekillendiren faktörlerden biri de küresel çapta, ayaklanma, gerilla savaşı, terörizm külliyatıdır.
Tecrübe ve bilginin etnik, dini ya da ideolojik olması önemli değil. Modern gerilla savaşının başlangıcı sayılan Napolyon’un İspanya’yı işgalinden, İngilizlerin Boer savaşına, Cezayir’in Fransızlara karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşından Vietnam’a, Filistin’den, Çeçenistan’a, Afganistan’dan Irak işgaline ve Suriye’ye, Yemen tecrübelerine kadar uzun bir listeden söz ediyoruz.
İnternette küçük bir turla, IŞİD’in çekirdeğini oluşturan “çok uluslu” militanların tarihsel/küresel bilgiye ulaştıklarını, yaratıcılıkla, teknoloji, medya ve ideolojiyi harmanladıklarını görmek mümkün.
Coğrafya ve strateji
IŞİD gibi küresel iddiaları olan ve fırsatları iyi değerlendiren bir örgütün, coğrafyayı okuma biçimini anlamadan stratejisini çözmek mümkün değildir.
Siyasi haritalar, devlet temelli bakışları, çözümleri ve hareket tarzlarını dayatır. Oysa IŞİD benzeri yapıların coğrafyayı anlama ve ele alma biçimi farklıdır. Geniş bir çerçevede uluslararası hukuk, kurumlar ve geleneksel bürokrasi engeline takılmaz. İttifak; hukuk, kurallar ve harita baskısı altında iken IŞİD’in böyle bir sorunu yoktur.
Koalisyon, stratejisinin ağırlık merkezinin Irak’ta olacağını ilan etti. IŞİD ise yeterince güçlenmeden Irak’ta “otorite” inşası ile erken iktidar olma hevesine kapılmış görünüyor. Bu çerçevede IŞİD, Suriye’ye geri bölge rolü verebilir ya da savaşın ağırlık notasını buraya taşıyarak, askeri resmi kökten değiştirebilir. Koalisyonun Suriye’deki zayıflığı bir yana, Esad rejimi, İran ve Rusya’nın müttefiklere sorun çıkartma kapasitesi de bu bağlamda göz ardı edilemez.
Adaptasyon tartışmaları
Taktik düzeydeki en önemli konu “adaptasyon”dur. Araştırmalar IŞİD ve benzerlerinin daha avantajlı olduklarından söz ediyor.
IŞİD, küresel tecrübelerine dayanarak, ittifaka üstünlük sağlayan hava saldırılarından korunmak için iletişim teknolojilerinden uzak duracak, küçük gruplara ayrılarak, şehir ve kasabalarda sivillerle iç içe girecektir. Yine terör kartına daha fazla başvuracaktır.
Sonuçta sahadaki taktik üstünlüğü zekâ, adanmışlık ve yaratıcılık belirleyecektir.