ABD hükümeti, Suriye iç savaşının başladığı günlerde ayaklanmanın kısa sürmesi ve rejimin hızla devrilmesi için harekete geçti. “Kitaba göre”, böyle bir durumda yapılması gereken, “örtülü operasyon” mantığıyla hareket etmekti. Kısa sürede CIA devreye girdi ve tıpkı kitaptaki gibi hareket etmeye başladı. Çevre ülkelerdeki dost istihbarat örgüleriyle işbirliği yapıldı. Ardından, silahlı muhalifleri her alanda desteklemeyi esas alan “örtülü operasyon” hayata geçirildi. Gizli, ama her koşulda inkâr edilen operasyonlar serisinden söz ediyoruz.
Sahadaki askeri gruplara çekidüzen vermek, yeni kapasite inşa etmek ve ideolojik kimlik kazandırmak öncelikli amaçtı. Bu çerçevede “dost” muhaliflere oldukça cömert davranıldı. Paralar verildi, silah tedarik edildi. Askeri eğitim sağlandı, propaganda faaliyetleri sürdürüldü. Beş yıldızlı otellerde toplantılar düzenlendi.
İç savaş uzadıkça, sahadaki aktörlerin sayısı arttı, bir süre sonra iç savaşın karakteri değişti. Rusya, İran ve Hizbullah güçlü biçimde Esad’ın yanında yer aldılar. Artık daha kararlıydılar. Bir süre sonra bölünerek çoğalan “Özgür Suriye Ordusu”nun Esad’ı deviremeyeceği anlaşıldı. “Radikallerin yükselişi,” ABD açısından Suriye operasyonun karakterinin değiştiğini gösteriyordu. Değişime damgasını vuran son gelişme DAEŞ’in Suriye’yi de içine alan Irak/Musul hamlesi oldu. Artık sorun bir istihbarat örgütünün üstesinden gelebileceği ölçüyü aşmış, örtülü operasyonla yürütülebilecek işler listesinden çıkmıştı. Şiddetin niteliği, yoğunluğu, ölçeği, politik hesaplar askeri karakteri ön plana çıkarıyor ve gelişmelere damgasını vuruyordu.
Nitekim yerel güçlerin DAEŞ’i Kobani ve Musul’dan çıkartmalarının mümkün olmayacağının görülmesi, Batı’da artan terör saldırıları Pentagon’un yıldızını parlatırken, CIA geri plana düştü. Trump’ın iktidara gelmesi ve sahadaki “gözle görülür” askeri ilerleme de değişime meşruiyet ve hız kazandıran bir diğer faktör oldu.
Bugün Suriye ve Irak dosyasını ABD ordusu yürütüyor. Dosya çoktan örtülü operasyon tanımının dışına çıktı. Elbette bu CIA’nın istihbarat operasyonlarına son verdiği anlamına gelmez. Suriye iç savaşının ilk yıllarındaki düşünceler, beklentiler, hedefler, müttefikler, kurumlar, yöntemler ve araçlar büyük değişime uğradı. Müdahale, istihbarat örgütlerinin sevk idare ettiği “örtülü operasyon”dan generallerin açık savaşına dönüştü.
Amerikan Washington Post gazetesinin 19 Temmuz 2017 günlü nüshasında çıkan bir haber, değişimin geldiği son noktayı göstermesi bakımından önemli. Gazete, ABD başkanı Trump’ın CIA’nın yürüttüğü, Esad karşıtı ılımlı muhaliflerin desteklenmesini esas alan ve eğit, donat olarak tanımlanan örtülü operasyonlara son verdiğini yazdı. CIA “ılımlı muhaliflere” desteği keserken, Pentagon PKK/PYD ile “eğit, donat, savaştır” ilişkisini derinleştirerek genişletiyor.
Suriye’de ortaya çıkan yeni tablo, bölgedeki devletler, devlet dışı aktörler tarafından farklı biçimlerde okunacaktır. Türkiye açısından bakıldığında şunları söylemek mümkündür. ABD ve Rusya, Suriye’yi coğrafi, siyasi, ideolojik ve nüfuz alanı olarak paylaşmıştır. Fiili durum, uzun yıllar değişmeyecektir. Bu durumda Türkiye, PKK sorununu, ABD, Rusya ve İran ile ilişkilerini, sığınmacı meselesini, sınır güvenliğini hızla gözden geçirmeli. Mevcut kapasite, organizasyon, ilişki biçimi ve bakış açısıyla böylesine karmaşık sorunlar yumağına cevap vermekte zorlanabilir.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024