Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yüz yıl sonra Orta-doğu’da taşlar yeniden yerinden oynuyor. Fay hatları geçmişten daha derin. Yaşananlar 21. yüzyıl için ürkütücü. İşin kötü tarafı, düzen getirebilecek tüm otoriteler ya fikir yoksunu ya da sütre gerisine çekilmiş durumdalar.
Dengelerin yeniden kurulması ve istikrarın sağlanması için ihtiyaç duyulan zamanı kimse kestiremiyor. Düzelmenin kısa sürede olmayacağı ise kesin. Bizi böylesine olumsuz bir hükme sevk eden iki önemli neden var. Birincisi, IŞİD’in (Irak Şam İslam Devleti) niteliği. Diğeri ise Irak devletinin acınacak hali.

IŞİD’e odaklanmak
Bölgedeki siyasi gelişmeleri ve güvenlik ortamını öngörebilmek için IŞİD’e odaklanmak iyi bir başlangıç olabilir. Onu güçlü kılan nedenlerin başında “ideolojisi” geliyor. El Kaide ile ideolojik benzerlikleri bir yana, yerel dinamiklerin ne kadar önemli olduğunu ABD işgalinden biliyoruz. Toplumsal meşruiyet sağlayan aşiret bağlarından savaş ağalarına, mezhep nefretinden işgal mağduriyetine kadar.
ABD işgalinin ardından iktidarı kaybetmenin ateşlediği nefret, “Hıristiyan”lara karşı direnişle keskinleşti. Zamanla mezhep savaşı biçiminde “işbirlikçi Şia’ya” yöneldi. Önceleri hız kesmiş gibi görünse de son yıllarda Suriye iç savaşının sağladığı imkânlarla Batı ve Şiileri yeniden hedefe koydu. Maliki’nin Sünnileri dışlayan mezhepçi uygulamaları da katalizör etkisi yaptı.
Bu gün savaş, kendi yasaları çerçevesinde yeni bir aşamaya geldi. Nitekim savaş bir defa başladı mı insanlar onun çıkış nedenleri yerine bizatihi yarattıklarıyla ilgilenmeye başlarlar. Sonuçta savaş kendi eko sistemini inşa eder. Teslim olan Irak ordusunun askerleri, katliamları, Şii lider Sistani’nin seferberlik ilanı ve kitlelerin Musul’dan göçü IŞİD’in Irak’taki harekâtının yeni aşamasını gösteriyor.

Asimetrik savaş ve IŞİD
IŞİD’in diğer güçlü yönü, seçtiği stratejisidir. Meskun mahalde gerilla tarzı hareketli savaş, akışkan hamleler ona büyük avantajlar sağlıyor. Cezalandırma yöntemlerini sınırsızca kullanması, toplu katliamlar “yıldırma stratejisini” etkili hale getiriyor. Yaptıklarını medya aracılığıyla kitlelere ulaştırması ise korkuyu ve itaati daha da körüklüyor.

Coğrafya ve avantajları
IŞİD, coğrafyanın avantajlarını sınırsız biçimde kullanıyor. Sadece Irak’ta değil Suriye’de de aktif. Bu ona gizlenme, dağılma ve gücünü yayma imkânı veriyor. Sınırları aşan biçimde hareket ederek devletlerin egemenliğini ciddiye almadığını gösteriyor. Siyasi sınırları, askeri, ideolojik ve sosyolojik gerçekliklerle delik deşik ediyor.
Sadece IŞİD değil genel olarak asimetrik savaş stratejisini seçen tüm örgütler teknolojinin nimetlerinden sınırsız biçimde faydalanırlar. Toyota pikaba monteli Rus ağır makineli tüfekleri uzun yıllardır bu seçimin popüler sembolüdür.
Her ne kadar hiçbir devlet açıkça IŞİD’i desteklediğini ilan etmese de savaş derinleşip genişledikçe desteklerin ortaya çıkması sürpriz olmayacaktır. Bu durum sahada vekâleten savaşa dönüşerek IŞİD’e katkı sunacaktır.
Bir kısmına değinebildiğimiz IŞİD’in özellikleri onunla baş etmek isteyenlerin işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Tarihi tecrübeler bize böyle örgütlerin ömrünün uzun olduğunu söylüyor. Özellikle Irak gibi çöküşün yaşandığı devletlerde.