Avrupa’nın 5 büyük liginin hegemonyasında olan ve adeta basketboldaki Euroleague benzeri bir noktaya giden Şampiyonlar Ligi’nde işler sanıldığı gibi kolay değil.
Galatasaray’da da düşünüldüğü gibi Paris’teki hezimet travma yaratmadı. Aksine sınırlı ve takım olmayı başaramayan kadronun lige artık odaklanacağı ve yine takviyelerle ikinci yarı ayağa kalkacağı öngörülüyor. Kötü serinin Paris’le beraber sona erdiği görüşü genel hava.
Galatasaray bugünkü maça sadece tek çalışma ile hazırlanabildi. Ancak tek gün için Florya’da yoğun bir gündem vardı. Nzonzi kadro dışı kalırken, Babel ve Feghouli takımla beraber antrenmana çıktı. Adem Büyük de yine çalışmada yeraldı. Onların dönüşü Terim’in elini biraz olsun rahatlatacak. Paris’te sakatlanan Seri ise yok.
Galatasaray, Ankaragücü maçıyla beraber yeni bir sayfa açmak istiyor. Kalan diğer iki maçın Göztepe ve Antalyaspor sınavları olduğu düşünülürse hiç de kötü
Tuzla travmasından sonra, PSG maçından önce böyle bir maça çıkmak herkesi tedirgin ediyor. Mental olarak dibe vuran takımın kısa sürede toparlanıp ayağa kalması kabul edelim ki kolay değil... Oysa Trabzon maçındaki son dakika golü dönüm noktası olarak görülmüş ve sonuçtan ziyade, verilen reaksiyon umut vermişti.
Karadeniz dönüşü fikstür masaya yatırılıp 4 maç 12 puan hedefi konulmuştu. Kupadaki hezimet yeniden gergin bir havaya soktu sarı-kırmızılıları. Adeta Netflix dizisi gibi her şey. Bir sonraki bölümde sizi neyin beklediğini kestiremiyorsunuz. Sürpriz bol. Gerilim, heyecan, endişe, korku ve bazen umut; ne ararsanız bu sene var.
Trabzon’da sakatlanan Lemina’nın yeniden takımla çalışmalara başlaması ve bugün oynayacak olması yüzleri güldüren tek gelişme belki de... Babel belirsiz, Feghouli ise imkansız görünüyor. Yedeklerin içler acısı durumu ise Fatih Terim’in elini kolunu bağlıyor. Taylan mı, Jimmy mi, Emre Mor mu veya Selçuk mu alternatif olacak! Üstelik Seri
Maç sabahı Galatasaraylılar kulübün sosyal medya hesabında kupa resmi ve sayılarını gösteren bir mesajla uyandılar. Evet; kupa demek Galatasaray demek idi. Uzak ara da bu kupayı müzesine götüren kulüp olmanın gururu ile böyle mesaj yayınlanmıştı. Ne var ki ezeli rakiplerinin gözüne sokacağına önce oyuncularına anlatmalısın tarihini!
Aralık başında Avrupa’ya mucize olmazsa havlu atan, ligde büyük kayıplar yaşayan Galatasaray için kupa ciddiye alınması gereken bir arenaydı. Gel gör ki bunun bile farkında değiller ya da eldeki malzeme bu! 16 yaşındaki Emin’in oynaması dışında tek bir kazanım olmadı düne dair. As takım veya yedek takım farketmez ruhsuzluk had safhada. Zaten asların neden bu durumda olduğunu yedekler iyi özetledi. Çünkü formayı zorlayacak bir isim yokmuş meğer. Kaldı ki bazıları zaman zaman oynuyor da.
Galatasaray belki elenmeyecek ve rövanşta turu geçecek. O gün ideal takım olacak sahada muhtemelen. Artık kimse neden Taylan oynamıyor demez herhalde. O bile geriye gitmiş anlayın durumu. Son bir söz de Adem
Her ne kadar Brugge maçı dramatik şekilde bitse de belli kazanımlar da olmadı değil. Galatasaraylılar mutsuz idi ama umutsuz ayrılmadı Türk Telekom’dan...
Bunca sıkıntıya rağmen bir reaksiyon vermişti takım. Bunun lige de yansıyacağı yönünde bir beklenti oluştu. Devre arasında konuşulan kapsamlı revizyon öncesi artık futbolcuların kaderleri kendi ellerinde. Bu nedenle kalıp kalmayacaklarına kendileri karar verecekler. 5 hafta sonunda Galatasaray, Avrupa hedefinden sonra ligde de bir yara alırsa sonuçları ağır olacak gibi gözüküyor.
Trabzonspor maçı öncesi bu nedenle gergin bir bekleyiş var. Ahmet Çalık ve Emre Taşdemir ilk 11’e dönecekler. Babel’in cezası nedeniyle forvette yük, Adem’in omuzlarında olacak. Büyük maçlarda gol atamama sorunu yaşayan Galatasaray’ın en sıkıntılı noktası hücumdaki kısırlık gözüküyor. Antrenmanlarda sürekli olarak 1. ve 2. bölgelerde yaşanabilecek top kayıplarının riskleri üzerinde duruldu.
Evet; Galatasaray bu sezon kritik maçlarda böyle goller yedi. Üstelik karşısında
Milli ara, Falcao belirsizliği, üst üste gelen sakatlıklar, yorgunluklar ve doğru dürüst tek idman yapılamaması... Galatasaray bugünkü Başakşehir maçına olabilecek en kötü senaryo ile çıkıyor. Üstelik handikaplar bununla da sınırlı değil. Rakip Başakşehir ve çok formda, akıllarda ise 4 gün sonraki Brugge maçı olacak. Özetle her şey Galatasaray’ın aleyhine duruyor.
Real Madrid hezimeti sonrası Gaziantep’te reaksiyon gösteren ve ayağa kalkan Galatasaray’da milli maçlar için verilen arada 3 gün izin yapıldı. Fatih Hoca ise ABD’ye gittiği için 3 gün takımın başında bulunmadı.
Geçen hafta sonu Ümraniyespor ile bir hazırlık maçı yapıldı, 4-0 kazanıldı. Ancak bu hafta başında gelen sakatlık haberleri keyifleri kaçırdı. Babel ve Muslera ile başlayıp, Luyindama ve Lemina ile devam etti sakatlıklar. Luyindama dışındakilerin oynayabilecek olması teselli oldu. Antrenmanlar eksikler yüzünden verimli geçmedi. Sadece dün taktik çalışma yapabildi sarı-kırmızılılar.
Luyindama’nın yokluğunda
Geçmiş yıllarda da denenen (Braga-Sivas, Porto-Antalya) ve olumlu sonuçlar veren yurt dışından, direkt maçın yapılacağı kente uçuş planı sanki bu sefer riskli.
Evet; Galatasaray-Real Madrid maçını çarşamba gecesi oynadı. Perşembe Madrid’de kalındı. Kalınan otelin salonunda bir çalışma yapıldı. Dün sabah yola çıkıldı. 5-6 saatlik bir uçuşun ardından Antep’te yorgun yorgun son bir antrenman yapıldı. İşin diğer bir boyutu ise son anda Madrid’e götürülmeyen ve İstanbul’da bırakılan oyuncular... Onlar da ayrı bir uçakla dün Gaziantep’e gitti. Üstelik bu isimlerden bazıları bu akşam forma da giyecek. Emre Taşdemir ve Ahmet Çalık gibi...
Özetle; planlama, güzergah (Madrid-Antep) biraz sıkıntılı gibi bu sefer. Üstelik moral de sıfır...
Real Madrid hezimetinden sonra Fatih Terim yine bir transfer dönemini, ocak ayını işaret etti. Ancak lig ve Avrupa’da birbirinden zorlu maçlar var. Gönderileceğini bilen oyuncular bu saatten sonra oynar mı? İspanya’daki vurdumduymazlık, gamsızlık nasıl
“Sen kendini hazır hissetmediğin sürece oynatmak için zorlamayacağım. Ne zaman kendini iyi hisseder ve tam olarak hazır olursan işte o zaman forman hazır..” Bu sözler; Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’e ait ve o gün o fotoğrafın verildiği gün oyuncusu Falcao’ya söylendi. Bu bilgi ve diyalog şundan önemli.. Sanki Terim ile Falcao arasında problem varmış gibi bir algı oluşmuştu. Bu diyalog gösteriyor ki Terim ile futbolcusu arasında iyi bir ilişki var ve sahalara dönmesi için baskı yapılmıyor. Falcao da bu pozitif yaklaşımdan çok etkilenmiş. Resmi sitedeki o ‘resmi’ gözüken fotoğraf herşeyin başlangıcı olabilir.
Beşiktaş travmasını atlatmak için fazla zamanı olmadı sarı-kırmızılıların. Üstelik Rize maçı Cuma olunca izin de yapamadı futbolcular. Gerçi bazılarının eğlenceye vakti oldu!
Bu maçı bir silkelenme maçı olarak gören Terim sahaya süreceği yüzlerden öncelikle mücadele bekliyor. Şener, Emre Taşdemir, Ömer ve Adem takımın çehresini değiştirmek için sahaya
Böyle sorunlu bir Beşiktaş bugüne kadar denk geldi mi? Hatırlamıyorum. Galatasaray ise daha mı iyi? Onda da huzur yok!
Falcao kendini iyi hissetmeden oynamak istemiyor. Halbuki o sorunla oynayan onlarca futbolcu var. Ama o oynamak istemiyor!
Belhanda yaşanan son küfür hadisesinden sonra üzerinde baskıyı hissedecek. Bugün de sahada...
Feghouli ve Lemina sakatlıktan çıktı. Seri ise formsuz. Fatih Hoca’nın elindeki problemler bunlar. Ancak rakibi de eksik, yorgun ve moralsiz.
Real Madrid maçından sonra yapılan antrenmanlarda taktik konular masaya yatırılsa da mental hazırlığa fazlasıyla önem verildi. Futbolculara puan kaybının ne gibi sonuçlar doğuracağı anlatıldı. Falcao ve cezalı Ömer Bayram dışında eksiği olmayan Galatasaray’ın bu durumdaki Beşiktaş’ı yenememesi halinde ciddi tartışmalar başlar. Kartal’ın üzerinde baskı elbette daha fazla ama Aslan da stressiz çıkmıyor maça...
Bir ufak not ise atılması planlanan gol veya gollerle ilgili. Galatasaray uzun bir takım. Elbette Andone’nin koşuları ve bitiriciliği ile ön taraftaki oyuncuların yaratıcılığı önemli. Ancak