2 Şubat çok önemli bir tarih. Çünkü kış mevsiminin tam ortası. Kışın ikinci yarısının düşünüldüğü zamandır. Yani futbol maç gibi; şimdi kışın ikinci yarısını oynuyoruz.
2 Şubat, aynı zamanda meteorologlar için sacın kesilip kelin görünmeye başladığı zamandır. Özellikle bu yıl kışın çok sert geçeceğini söyleyenler (yani birinci yarıda 2-0 yenik olan bir futbol takımının teknik direktörü gibi) şimdi tüm umudunu 2 yarıya saklamakta. Hatta bu konuda “Phil” adlı evcil bir dağ sıçanına da umut bağlayanlar var...
Bu yüzden Phil’in kış uykusundan uyandırıldığı 2 Şubat, ABD’de “Dağ Sıçanı Günü” olarak adlandırılır. Phil’in uyandıktan sonra ne yapacağını görmek için her yıl binlerce kişi “Havanın Başkenti” denilen Pennsylvania Eyaletinin Punxsutawney kasabasına akın eder.
Avrupa’da bir zamanlarda 2 Şubat “Kandil Günü”nde rahiplerin kutsadığı kandiller halka dağıtılır ve her evin pencerelerine konulurdu. Çünkü 2 Şubat, 22 Aralık Kış Gündönümü ile 21 Mart İlkbahar ekinoksunun tam ortasıdır. Bir inanca göre eğer bu gün hayvanlar kendi gölgelerini görebilirse, yani hava güneşliyse, kışın ikinci yarısı fırtınalı ve soğuk gecer. 1700’lerde Alman göçmenler Kuzey Amerika’ya yerleşirken geleneksel Kandil Günlerini de beraberlerinde getirmişler. Alman çiftçiler Almanya’da porsukların kış uykusundan uyanışını seyredermiş. Amerikanın Pennsylvania Eyaletine göç edenler ise, orada porsuk bulamadıkları için onun yerine dağ sıçanını koymuşlar.
Phil’in, şehir ortasında büyük bir ağaç köküne benzetilmiş klimalı evi var. 2 Şubat, yani kış uykusunun tam ortasındayken, hava tahmini için uyandırılıp kulübesinden çıkartılıyor! Eğer Phil güneşli bir günde uyandırılırsa kendi gölgesini görüp korkarak yuvasına kaçıp tekrar uykuya yatıyor. Eğer hava bulutluysa, ilk baharın geldiğini sanıp dışarıda kalıyor… Bu yıl 30 bin kişinin eşliğinde ve saat 7:28’te uyandırılan Phil, kapalı bir günde uyandırıldığı için tekrar kış uykusuna yatmadı. Böylece bu yıl ilkbaharın erken gelmesi bekleniyor! Ben de bir sabah 7:28’de kalkıp mevsim tahminlerine baktım. Phil haklıymış; kışın ikinci yarısında da yağışlar mevsim normallerinde ve ılık olması bekleniyor.
Birinci cemre düştü düşecek!
Cemrenin kelime karşılığı kor halindeki ateş. Tıptaki anlamı ise, halk arasında karakabarcık, kabarcık, kabarcuk, ateşgöynüğü ya da yanıkara adlarıyla bilinen iltihaplı çıban. Diğer bir anlamı ise, Müslümanların hac sırasında Mina vadisinde attığı taşlardan meydana gelen yığın. Divan şairlerinin, cemre zamanlarında baharın gelmesi dolayısıyla, önemli kişilere yazdıkları övgü şiirleri de Cemreviye olarak bilinmekte. Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre ise takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan ısıtıcı güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanır.
Halkımızın arasında ise baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına cemre deniyor. Cemre üç tane: Birinci Cemre havaya 2 gün sonra (19-20 Şubat), İkinci Cemre suya (26-27 Şubat) ve Üçüncü Cemre de (5-6 Mart) toprağa düşer. İnanışa göre her cemrenin düşüşüyle hava sıcaklığı artar, cemrelerin arasında ise sıcaklık düşer.
Ben de merak edip İstanbul’da ölçülen 60 sıcaklık verilerini inceletip cemreyi aradım. Evet cemreler, kıştan bahara geçilirken ortalama sıcaklık eğrilerinin yükselmeye başladığı dönemin başlangıcını belirdiyor. Cemre tarihleri, gerçekten de mevsim normallerinin üzerinde az ya da çok bir sıcaklık artışıyla çakışıyor. Cemreler arasındaki günlerdeyse, sıcaklıklarda az da olsa düşüş oluyor. Her üç cemre dikkate alındığında, bir iki günlük farklarla bu tarihlerde yüzde 42 olasılıkla, iki cemre dikkate alındığındaysa yüzde 74 olasılıkla belirgin bir ısınma gerçekleşmekte.
Fakat öncelikle sanıldığı gibi güneş ışınları atmosferimizi doğrudan ısıtmaz; bu bilimsel anlamda yanlıştır. Yeryüzeyi, güneş ışınlarını yuturak önce kendi ısınır, sonra atmosferi ısıtır. Dolayısıyla, atmosferin alt tabakaları aşağıdan yukarıya doğru ısınır.
Sonuç olarak cemrede inanıldığı şekilde hava yukarıdan aşağı değil; aşağıdan yukarı doğru ısınır. Cemreli havadan-sudan sobhetlerinizde bunu unutmayın lütfen.