2.5 yaşındaki çocuğunun kanser olduğunu öğrenen ve 3 yıllık bir tedavinin ardından çocuğunu kaybeden bir annenin duasının, derneğe dönüşme hikayesi…
Kanser ve çocuk. Bu iki kelimeyi yan yana getirmeyi hiç istemiyoruz. Ancak ülkemizde her yıl 3-5 bin yeni çocuk kanser tanısı alıyor. Tanı aldıktan sonra çocuklar ve aileleri için zorlu bir yolculuk başlıyor. KAÇOD (Kanser Çocuğumdan Uzak Dur Derneği) o yolculuğu tamamlamış bir anne olan Burcu Özkan’ın çabasıyla kurulmuş. Özkan dernek ismi olan “Kanser Çocuğumdan Uzak Dur”un duası olduğunu söylüyor. Çünkü 2.5 yaşındaki oğlunun kanser olduğunu öğrenmiş bir anne o. Derneği kurma süreci ise 2.5-3 yıllık bir tedavinin ardından oğlunu kaybetmesiyle başlıyor. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Funda Vesile Çorapcıoğlu o süreci şöyle anlatıyor: “Burcu Özkan çocuğunu kaybettikten sonra çok zor bir dönem geçirdi. Kanserli çocuklardan ve ailelerinden de ayrılmadı. Sabahın köründe hastaneye geliyordum onu orada görüyordum. Maddi ve manevi sürekli çocuklara ve ailelere yardımcı olmaya çalışıyordu. Ben de bunu dernekleşerek sürdürmesini tavsiye ettim”.
190 çocuğun annesi
Ardından Özkan KAÇOD’u kuruyor. Dernek olarak üçüncü yıllarını tamamladıklarını ve bugün 190 çocuğa destek sağladıklarını anlatıyor. Özkan kendisini oradaki çocukların hepsinin annesi gibi gördüğünü söylüyor ve ekliyor: “Maddi durumu iyi olmayan ailelerin ulaşım masraflarını karşılıyoruz. Çünkü bizim çocuklarımızın bağışıklık sistemi çok zayıfladığı için toplu taşıma araçlarına binmemeleri gerekiyor. Yedikleri yiyeceklerin de çok sağlıklı ve hijyenik olması gerekiyor. Bu konuda da destek olmaya çalışıyoruz. Ben hep hastanede annelerle ve çocuklarımla birlikteyim. Gecenin 3’ünde bile beni arayabiliyorlar. Çocuğunun beni görmek istediğini söyleyebiliyorlar. Saatin kaç olduğu hiç önemli değil, hemen atlayıp hastaneye gidiyorum. Ameliyata girdiklerinde annelerinin yanında durup destek olmaya çalışıyorum”.
Desteğe ihtiyaç var
Özkan bu hastalığın özellikle anneler için çok zor olduğunu da vurguluyor: “İlk tanı aldıktan sonra 3 ay hastaneden dışarıya çıkmayan anneler bile oluyor. Dolayısıyla ciddi desteğe ihtiyaçları oluyor. Zamanla güçlü olmak gerektiği de öğreniliyor. Çünkü siz iyi olduğunuz sürece evladınıza bakabiliyorsunuz. Güçlü kadın görmek isteyen, hastanede kanserli çocukların annelerini gelip görsün”. Özkan ilk günkü gibi oğlunu hâlâ çok özlediğini, hâlâ içindeki acının alevinin aynı şekilde yandığını anlatıyor. Ama bu acıyla evinde oturarak değil, başkalarına destek olarak mücadele etmeyi seçtiğini söylüyor. KAÇOD, Kocaeli Üniversitesi Çocuk Onkoloji Servisi’nin yenilenmesini de sağlamış. Hayalleri ise çocuk onkoloji hastanesi açmak. Bu hastanede her çocuğun tek kişilik odada, tamamen hastalığına ve yaşına uygun koşullarda tedavi almasını istiyorlar.
Beze ve ağrılara dikkat!
Prof. Dr. Funda Vesile Çorapcıoğlu birçok çocuk kanseri türünün erken teşhis edilmesi durumunda başarılı şekilde tedavi edilebileceğini ancak sıklıkla geç kalınmış vakalarla karşılaştıklarını anlatıyor. Çocukların boynunda çıkan bezelerin, kusma, baş ve karın ağrısı gibi sık karşılaşılabilen belirtilerin kanser için de işaret olabileceği konusunda uyarıyor. Bu belirtilerden hangi durumda şüphelenilmesi gerektiği ile ilgili annelere, öğretmenlere ve çocuk hekimlerine eğitimler verdiklerini söyleyen Çorapcıoğlu, derneğin ana amaçlarından birinin de erken tanı için farkındalığı artırmak olduğunu söylüyor.