Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Roma üzerinden uçacaktık. Hava bozuk olduğu için kalkış gecikti. Uçağı kaçırdık. Şirket bizi Roma'da havaalanına yakın otele yerleştirdi.Aylaklığa bu beklenmedik ek hepimizin hoşuna gitti. Odalarımıza yerleştikten sonra keyifle otelin minibüsüne dolup şehrin merkezine gittik. Herkes bir yerlere gitmek için dağıldı. Birkaç saat sonra İspanyol Merdivenleri'nin yanındaki pastanede buluştuk.Son dört günü iki Avrupa Birliği üyesi ülkede yaşamış olmaktan dolayı olacak belki, konu AB'den açıldı. Kısa bir süre önce AB'ye üyelik için müzakere tarihi almıştık. Ne zaman tam üye olacaktık? Kutlamaları hangi yıl için planlamalıydık? Beş-altı kişilik bir grup gazeteciyle beraber Barcelona'dan İstanbul'a dönüyordum. Ümitlenmeyin" dedim yarı şaka, yarı ciddi. "Katılmayı bir tarafa bırakın. En iyisi Ankara Anlaşması'nın yüzüncü yıldönümü kutlamaları için hazırlanmaya başlayalım. O tarihte bile girememiş olabiliriz."Bu önerim şen yuuuh sesleriyle karşılandı.Ne diyorsunuz?Türkiye, AB'ye ilk adımını 12 Eylül 1963'te imzalanan Ankara Anlaşması'yla attı. O zaman Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenciydim. İhtilalin üzerinden üç yıl geçmişti. Orgeneral Cemal Gürsel cumhurbaşkanı, İsmet İnönü başbakandı.O tarihte birliğin adı Avrupa Ekonomik Topluluğu'ydu. Mevcut 25 üyeye karşılık o tarihte sadece 6 üye vardı: Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg. İngiltere bile daha yoktu o zaman.Ankara Anlaşması'nı imzalayanlar çoktan öldü. Daha yirmi sene önce tüccar sınıfına sahip olmayan, tarihinde hiç demokratik seçim yapmamış eski komünist blok ülkeleri AB üyesi oldu. Biz, hâlâ, masal kahramanı gibi, ayağında çelik çarık, elinde demir asa, yoldayız. Masal kahramanı gibi... Kendimize soralım: Japona Japon olmak, Hintliye Hintli olmak yeterken bize Türk olmak neden ince geliyor arkadaşlar, neden ille AB'yi de örtünme ihtiyacı duyuyoruz, soğuktan donmamak için mi?AB'yi kendi kendimize yapmayacağımız şeyleri bizim için yapması, kendi başımıza elde edemeyeceğimiz bir düzeyi bahşetmesi için mi istiyoruz? Zengin olmak için servet sahibi kadın arayan bir züğürt gibi.Avrupalı olmak için gereken şeyleri yapmadan Avrupalı, tolerans sahibi olmadan demokrat, yasakları kaldırmadan özgür, çalışmadan zengin olunmaz. AB, milli piyango değildir. Dünyanın en bereketli ülkelerinden birini nasıl çölleştirdiğimizi, zengin olacak kaynaklara sahipken neden hâlâ yoksullar liginde olduğumuzu anlamaya ve çare bulmaya çalışmak da var.Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut mu, değil mi, arkadaşlar? mmunir@milliyet.com.tr AB piyango değil!