Daha da kötüsü var. Bu karar uluslararası alanda Türkiye'deki yargıya ilişkin olarak zaten var olan soru işaretlerini derinleştirdi. En yüksek kurumun kapısına kadar taşıdı. Danıştay'ın prestijine yardımcı olmadı.Danıştay yürütmeyi durdurma kararını Tüpraş'ın Koç'a devri yapılmadan vermiş olsaydı söyleyecek fazla bir şeyi olmazdı. Ama şirketin Koç'a ihale edildiği tarih ile yürütmeyi durdurma kararı arasında neredeyse beş aya yakın bir zaman var. Danıştay'ın Tüpraş konusunda verdiği şoke edici karar bir defa daha Türkiye'de devletle iş yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu dünyaya gösterdi. Koç, Eylül 2005'te 4.14 milyar dolarla özelleştirme ihalesini kazandı. Sendika birkaç saat sonra dört davasından ilkini açtı. Koç kredi bulmak için aylarca bankalarla görüştü. Danıştay bekledi. Koç çekini Hazine'ye verdi ve tesisi Özelleştirme İdaresi'nden devraldı. Danıştay bekledi. Koç "Bismillah" diyerek 26 Ocak'ta sağ ayağıyla rafineriye girdi ve "cülus" parası olarak işçilere yarım maaş ikramiye ödedi. Danıştay bekledi. Dört gün geçti. Danıştay "Yürütmeyi durdurdum" dedi.Tüpraş Türkiye'nin en büyük şirketidir. Yüzde 49'unun sahibi küçük hissedarlardır. Hisselerinin geriye kalan kısmını olağanüstü cömert bir bedelle satın alan da Türkiye'nin en büyük özel sektör şirketidir. Bu bedel geçen yılın cari açığının % 18'ini kapatacak büyüklüktedir. Bu kadar önemli bir işte yüce mahkemenin dakik davranmasını beklemek sanırım şımarıklık sayılmaz.Yürütmeyi durdurma, hukuksuz bir durumdan mağdur olabileceklerin zararını asgariye indirmek için dizayn edilmiş bir mekanizmadır. Amacı, konu fazla ileri gitmeden, doğabilecek zarar büyümeden resmi dondurmak, esas kararı alması için yargıya zaman tanımaktır. Bu meselede zarar azaltıldı mı çoğaltıldı mı tartışmalıdır. Dakik nakittir Yürütmeyi durdurmanın bir anlam ifade etmesi için yürüyen bir şey olması lazım. Tüpraş'ta artık yürüyen bir şey yok. Yürümeyen bir şeyi durdurmak mümkün değildir. Danıştay'ın vereceği olumsuz bir karar zamandan bağımsız olarak alışverişe taraf kurumlar açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktı. Kararın geç verilmesi zarara ekstra bir boyut kazandırdı. Özelleştirme İdaresi'nin reaksiyonunun ne olacağını bilmiyorum.Ama bundan önce devir tamamlandıktan sonra yapılan iptal ve yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanmadığı bir vakıadır. Usaş ve Çitosan örneklerinde olduğu gibi. Belki gene öyle olur. Belki olmaz. Önemli olan o değildir. Önemli olan, en büyük yargı kurumlarımızdan birinin çok önemli bir davada bir hayli tartışmalı bir kararı cenaze evinin önüne konan bir çift ayakkabı gibi pat diye piyasanın önüne koymuş olmasıdır. mmunir@milliyet.com.tr Yürümeyen nasıl duracak?
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024