Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ve Anayasa Mahkemesi AKP’nin kapatılmamasına karar verilmiştir, dedi.  Ve öyle oldu.
Ve Erdoğan bütün Türkiye’yi kucaklamaya devam edeceğini söyledi.
Ve Gül, herkesin, hepimizin özeleştiriye ve empatiye ihtiyacı var, dedi.
Ve Baykal bu ciddi bir krizdir, dedi.
Ve Bahçeli AKP ve Erdoğan gereken dersleri çıkarmalıdır, dedi.
Ve AB kararı memnuniyetle not ettik, dedi.
Ve ABD bu hükümetle çalışmaya devam edeceğiz, dedi.
Ve işadamları yatırımların önü açılacaktır, dedi.
Ve analistler bu karar yatırımcılar için çok iyi, dedi.
Ve dolar 1.16’ya indi.
Ve karikatüristler karikatür çizdi.
Ve köşe meddahları yazı yazdı.
Ve kahve bilgiçleri bilgiçlik etti.
Ve söylenmesi beklenen her şey söylendi. Ve olması gereken her şey oldu.
Akşam oldu, sabah oldu ve AKP’nin kapatılmamış olduğu ilk gün oluştu. Sonra ikinci gün, ardından üçüncü gün, ondan sonra dördüncü, beşinci ve diğer günler oluştu.
Ve hiçbir şeyin değişmediği, her şeyin aynı kaldığı görüldü.
Ve Erdoğan hiçbir şeyin değişmediğini, her şeyin aynı kaldığını gördü. 

Derin bir uyku...
AKP’lilere “Verimli olun, çoğalın,” dedi. “Türkiye’yi doldurun ve denetiminize alın. Tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak. Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara ve bütün canlılara egemen olun. Toprak size diken ve çalı verinceye, yaban otu yiyinceye kadar doğayı sömürün.”
Ve sürdürdü: “Gölleri kurutulmak, nehirleri kirletilmek ve üzerlerinde barajlar kurmak, deniz sahillerini, doldurulmak üzere, size verdim. Bütün bakanlıkların ve belediyelerin ihalelerini alın. Yaptıktan sonra yıkıp yeniden yapmak ve bunu sonsuza kadar sürdürmek üzere bütün kaldırımlar sizindir. Olmayan düşmana karşı silahlanmak üzere denizaltılar alacak, vaki olması mümkün olmayan saldırı ve savunmalara karşı tank yapacaksınız.”
Ve öyle oldu.
Ve Tanrı CHP’ye derin bir uyku verdi. CHP uyurken kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapladı. Bir adam yaratarak onu CHP’ye getirdi.
“Ona Baykal denilecek” dedi.
“O başınızda durdukça ne kendi, ne siz, ne de Türkiye hayır görecek” dedi.
Ve öyle oldu.
Ve öylece devam edip gitti.
Önümde acı günler var.
Yaslı yaslı dolaşıyorum, güneş yok,
Topluluk içinde kalkıp feryat ediyorum.
Çakallarla kardeş,
Baykuşlarla arkadaş oldum.
Derim karardı, soyuluyor,
Kemiklerim ateşten yanıyor.
Lirimin sesi yas feryadına,
Neyimin sesi ağlayanların sesine döndü.