Binlerce sayfalık Ergenekon iddianamesinin çok kısa bir özeti var. Bazı kuvvet komutanları 2002’den başlayarak AKP iktidarını devirip iktidarı asker destekli bir yönetim kurma planları yaptı. Zamanın Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bu girişime mani oldu. Özkök darbeye önderlik etmeyi reddetti, plandan, muhtemelen, gerekli yerleri haberdar etti.
Çok da iyi yaptı. Kendisini candan kutlarım. Darbeyi yapmayı planlayanların listesi, kurmayı düşündükleri yönetimin Türkiye’yi kaos ve felakete götüreceğinin kesin olduğunu gösteriyor.
Ergenekon davası tarihimizin en önemli kilometre taşlarından biri olacak. Eğer çabuk ve ikna edici bir biçimde sonuçlandırılırsa askerin sihirli bir kurtarıcı olduğu efsanesini bitirerek darbeler dönemini bir daha açılmamak üzere kapatabilir.
Eğer AKP iktidarda olmasaydı bu dava, muhtemelen, açılamazdı. Erdoğan, başlangıçtan, kendinden önceki başbakanların tersine, iktidarı askerlerle paylaşmamaya niyetli değildi. Cesur ve kararlı davrandı. Dik durdu ve askerlerin politikadaki rolünü azaltan yasalar çıkardı.
Kuyruk acısı izleri
Neden o zaman Özkök’e sunduğum tebriki ona da sunmuyorum?
AKP’nin girişiminde demokrasiyi güçlendirmekten çok bir kuyruk acısının izlerini gördüğüm için. Fethullah Gülen ve Necmettin Erbakan dahil, yakın tarihimizde dinciler askerlerin çok hırpaladığı gruplardan biri oldu. Erdoğan’ın Siirt’te hapis yatmasının ardında da asker var. Erdoğan’ın Ergenekon savcılarına açık çek verirken yüreğinde intikam alevinin parladığını hissetmiştir.
Demokrasimizi kemiren en korkunç kanser, askeri müdahale değildir. Rüşvet ve yolsuzluktur. Yoksulluğun, cahilliğin, gelir dağılımındaki inanılmaz uçurumların, Formula 1, metrobüs, Samsun-Mersin boru hattı gibi kuş beyinli projelerin arkasında yatan, Türkiye’yi üçüncü dünyalığa mahkûm eden yolsuzluktur.
AKP bu konuda dönen dolapları benden çok iyi biliyor. Çünkü bu dolapların daha kolay dönebilmesi için devlet ihale yasasını sayısız defa değiştirerek soygunu yasal hale getirdi. Bu, eğer yiyenlerdenseniz, hoştur, muhakkak, ama kamu yararını düşünüyorsanız, bence, hükümeti devirmeye teşebbüs etmekten daha büyük bir suçtur. Çünkü nesillerce insanı deviriyor, yoksulluğa, mutsuzluğa, cehalete, erken ölüme mahkûm ediyor.
Bir özet daha istiyor musunuz? AKP işine geldiği için askeri darbelere set çekmek istiyor. İşine geldiği için yolsuzluğa yol veriyor.
Ama, ne olursa olsun, bu, Ergenekon’un önemini azaltmaz. Şimdi “yolsuzluk Ergenekon”unun tadını bize tattıracak bir hükümet beklemek durumundayız. Türkiye ancak yolsuzluktan temizlendikten sonra gerçek bir demokrasi olacak.
Ebediyen bekler miyiz dersiniz?