Siyasi partilerin tamamı lider diktası altındadır. Kadrolar pırıltısızdır. Entelektüel birikim çok azdır. Parti kültürüne hâkim olan, fikir çatışması, rekabet ve liyakat değil, evet efendimcilik, sadakat ve boyun eğmedir. Partizanlık vardır, kucaklamacılık yoktur. Çürümüşlük vardır, kurumsallık yoktur.Politikacılar, Türkiye'yi çok sevdikleri izlenimini vermeye çalışırlar, ama çoğunun esas sevgilisi Türkiye değil Türk Lirası'dır.Ne kadro ne de örgütlenme olarak hiçbir parti yeni fikir ve çözüm üretecek kapasiteye sahip değildir. Bunun en bariz örneği son beş yıl içinde yapılmış bütün reformların Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Birliği tarafından dikte edilmiş olmasıdır.Eğer siyasi partiler şirket olsalardı şimdiye kadar çoktan batmışlardı. Ama batmıyorlar. İflas ediyorlar, Meclis dışına itiliyorlar, küçülüyorlar ama batmıyorlar. Onların yerine Türkiye batıyor. Siyasi partiler, taşıdıkları olumsuz özellikleriyle iktidara geldikleri için Türkiye'yi yüceltemiyorlar. Ufuksuz, hazırlıksız, kadrosuz, dünya bilgisi eksik olarak seçim kazanıyorlar. Ülkeyi yönetmekte, sorunlara çare bulmakta kifayetsiz kalıyorlar. Türkiye'nin geri kalmışlığı, kötü yönetiliyor olmasının bir sonucudur. Kötü yönetimin en kötü olduğu yerlerden biri siyasi partilerdir. Sonuç olarak Türkiye devamlı arkada kalıyor. Önce, Osmanlılar gibi kapalı ve kendine has bir kültüre sahip olan Japonya bizi geçti. Ardından Güney Kore, Tayvan, Malezya, Singapur gibi Asya Kaplanları'nın ardında kaldık. Komünizmin yıkılmasından sonra Doğu Avrupa ülkeleri süratle önümüze geçtiler. Şimdi Çin ve Hindistan yakıcı bir hızla yükselirken biz gene Yeniçeri bandosu adımlarıyla yürümekteyiz.Geri kalmışlığımızı dış güçlere bağlamaktan hoşlanırız. Ama, dış güçler bir neden değil mazerettir. Dışarıdan manipüle edilmemiz geri kalmışlığımızın nedeni değildir, sonucudur.Zenginlik bir örgütlenme meselesidir. Zengin olmanın doğal kaynaklara sahip olmakla alakası yoktur. Dünyanın en zengin ülkelerinin %80'inden fazlasının doğal kaynağı yoktur. Örneğin Belçika, İrlanda, İsveç, İsviçre, Japonya, Hollanda. Bunun yanında büyük doğal zenginliğe sahip Rusya, Suudi Arabistan gibi ülkeler geridir ve kötü yönetildikleri için hep geri kalacaklar. Müslüman ülkelerin hepsi geridir, çünkü hepsi kötü yönetiliyor.Türkiye'nin ne kadar kötü yönetildiğini ve bunda siyasi partilerin kötü yönetilmesinin ne kadar önemli bir rol oynadığını öğrenmek istiyorsanız sizi Haluk Özdalga'nın çarpıcı kitabına* yönlendirmek isterim. Kısa bir süre önce kaybettiğmiz Bülent Ecevit'in ve lideri olduğu Demokratik Sol Parti'nin içyüzünü öğrenince dudağınız uçuklayacak. Partilerdeki yozlaşma küf gibi ülke yönetiminin tamamını kaplıyor. Bunun önüne geçmeden Türkiye'nin başarıya ulaşması zor.*Haluk Özdalga, Kötü Yönetilen Türkiye Örnek Vaka DSP, Kitap Yayınevi mmunir@milliyet.com.tr Çin ve Hindistan hızla yükseliyor