Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YAZARIMIZ METİN MÜNİR, KKTC'DEKİ ÜSTGEÇİT TARTIŞMASINI DEĞERLENDİRDİ: Başbakan, Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'yla görüştü. Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Talat'ın isteğini anlayışla karşıladılar. Nitekim Dışişleri Bakanlığı pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Nihai karar ve inisiyatif KKTC makamlarına ait bir husustur" diyerek AKP'nin tutumunun askerlerinkinden daha ılımlı olduğunu gösterdi.Genelkurmay'da KKTC'nin kurulmasından bu yana asker ilk defa KKTC anayasasının geçici onuncu maddesini Talat'ın önüne koydu. Buna göre: Yurt savunması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri'nce değil, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sağlanır.Bu çerçevede, Lokmacı Kapısı "askeri yasak bölge"dir ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolündedir. Yani?Talat'ın iradesinde değildir. Talat'ın bu konuda tek başına karar alması için anayasal bir yetkisi yoktur.5 Ocak tarihli görüşmede Genelkurmay Başkanı ona bu yetkiyi verdi mi?İstemeye istemeye. Dün köprünün sökümüne başlandı. Bir KKTC yetkilisinin ifadesiyle bu karar, "kurumların daha fazla zarara uğratılmaması için alındı." Bundan sonra kurumlar "özellikle askeri konularda ve güvenlik konularında yoğun bir diyalog içinde olacaklar." Lokmacı barikatındaki köprünün kaldırılmasına Ankara'dan itirazlar gelince ofsaytta kalan Mehmet Ali Talat, konuyu en üst düzeyde halletmek üzere Türkiye'ye uçtu. Genelkurmay bir anlamda Talat'a, "Bu defalık tamam, ama bir defa daha olmasın" demişti.Lokmacı Kapısı köprüsü krizi KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Türkiye, özellikle askerler arasındaki zıtlaşmalardan sadece biridir.Talat, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki ağır varlığını hafifletmesini istiyor. Bu varlığın en görünür ve en fiziki bölümünü askerlerin meydana getirmesi zıtlaşmanın daha çok Talat ile askerler arasında olmasına neden oluyor."Olayın esası 'Kimin sözü geçecek?' inatlaşmasıdır, diye anlattı Talat'ın nasıl düşündüğünü bilen bir kaynak. "Onlar, 'Kendi kendinize nasıl karar verirsiniz' diyor. Talat, 'Bu memlekette kimin sözü geçecek?' diyor." "KKTC varsa ve bağımsızsa bütün düzenlemelerin buna göre yapılması lazım" diyor bir başka kaynak. "TC'nin idare ettiği izlenimini vermemeliyiz." İktidara geldikten sonra, Talat, TC Büyükelçisi ile Barış Kuvvetleri Komutanı'nın bayram tebriklerini cumhurbaşkanı ile birlikte kabul etmeleri geleneğine son verdi. KKTC'nin kuruluş yıldönümünde askerlerin konuşma yapmasına da karşı çıktı. Bu hareketler Talat'a da fazla bağımsızlık vermedi. Askerler ve kısmen de Dışişleri bürokrasisiyle arasının soğumasına neden oldu.Kıbrıslı Türkler, 1955 EOKA terörünün başlamasından bu yana dolaylı olarak, 1974 çıkarmasından bu yana da doğrudan Türkiye'nin yönetimi altındadır. Adada 25.000-35.000 asker var. Polis, itfaiye ve iç istihbarat birimi de doğrudan askere bağlıdır. Talat'la asker arasında bu konuda da tansiyon var. Talat, askerin polisi ve diğer birimleri İçişleri Bakanlığı'na devretmesini istiyor. KKTC bütçesinin büyük bir bölümünü Ankara finanse ediyor.Adadaki bütün önemli kararlar gayri resmi bir kuruluş olan Yüksek Koordinasyon Kurulu tarafından alınıyor. Kurulun üyeleri Cumhurbaşkanı, TC Büyükelçisi ve Barış Kuvvetleri Komutanı'dır. Anayasada yeri olmamasına rağmen kurul KKTC'nin en üst karar merciidir. Bu defalık tamam, ama... Öyle sanıyorum ki, sadece AKP'ye kalsaydı belki Talat istediklerini daha kolay elde ederdi. Ama, Lokmacı Barikatı konusunda Genelkurmay'ın Talat'ı küçük düşürmeyi bile göze alarak yaptığı açıklamalar askerin bu konularda pek taviz vermeye niyeti olmadığını gösteriyor.Türk askerleri adaya çıkalı neredeyse 33 yıl oluyor. Her ne kadar Kıbrıs sorunu çözülmediyse de adaya barış geldi. Rumların Türklerle çatışma olasılığı çok az.Türkiye'nin KKTC üzerindeki vesayetini yavaş yavaş kaldırmasını tartışmaya açmanın belki de zamanı geldi. Aksi takdirde KKTC'nin uluslararası camia tarafından kabul edilmesi imkânsızdır. Ama, bağımsızlık istemek kâfi değildir. KKTC, rüştünü ispat etmek için bazı şeyleri yapmayı öğrenmelidir. Örneğin, her şeyden önce vergi toplamayı öğrenip bütçesini denkleştirmelidir. Başkasının kesesinden bağımsızlık olmaz.Talat da zıtlaşma yerine konsensüs aramalı, Meclis'teki siyasi partileri ve kamuoyunu yanına almak için daha çok gayret etmelidir. mmunir@milliyet.com.tr Sadece AKP'ye kalsaydı...