Almanya’da patlak veren Siemens rüşvet skandalında ortaya saçılan bilgiler Türkiye dahil denizaşırı ülkelerde ihale almak için rüşvet vermenin yakın zamana kadar Siemens’te rutin bir uygulama olduğunu ortaya çıkardı.
Siemens’te üst düzey bir görevde iken rüşvet bağlantılı olarak gözlatına alınan Michael Kutschenreuter (Küşenroyter okunuyor) savcıya verdiği ifadede, rüşvet için, “Bu (Siemens’te) tümüyle sıradandı ve kimse için sır değildi” dedi.
Kutschenreuter’in avukatının anlatımıyla Siemens’te “Belki temizlikçi kadın hariç, herkes yasadışı provizyon (rüşvet) ödendiğini biliyordu.”
Şüpheli ödemeler
Kutschenreuter’in anlattığına göre, herhangi bir ihalede rüşvet için el sıkışıldıktan sonra tespit edilen meblağ Siemens tarafından o ihalenin maliyet hesaplarındaki “özel pazarlama giderleri” kalemine ilave ediliyordu.
Sonuçta, rüşveti Siemens değil Siemens’ten mal alan ülke veya şirket ödüyordu.
Sonuçta alıcı ülkeler iki defa kaybediyordu. Bir, rüşvet ödeyerek. İki, satın aldığı mala fahiş fiyat ödeyerek.
Kutschenreuter’in Münih savcılığına verdiği ifadedeki iddialarına göre rüşvet ödenen alıcı ülkelerden biri de Türkiye’dir. Siemens tarafından görevlendirilen Amerikan avukatlık şirketi Debevoise & Plimton, kuruluşun, hesaplarından 1.3 milyar euro (iki milyar dolar) tutarında “şüpheli ödeme” yaptığını tespit etti. Bu meblağın İsviçre ve Lihtenştayn’da özel hesaplara yatırıldığı, buradan çekilerek Siemens’in satışlarını artırmak için aracılara, bürokrat ve politikacılara rüşvet olarak ödendiği sanılıyor.
Alman yasalarına göre, rüşvet vermek suçtur. Ama on küsur yıl öncesine kadar bu böyle değildi.
Alman şirketleri gönüllerince rüşvet veriyor, bunları masraf olarak gösterip vergiden düşüyorlardı.
Anlaşılan Siemens yasağa rağmen rüşvet olayının ortaya çıktığı 2006 yılına kadar bu alışkanlığını devam ettirdi.
Kutschenreuter, rüşvetle, satış ve pazarlama bölümünde çalışırken “provizyon ödemeleri ve danışmanlık sözleşmeleri”nin ne olduğunu öğrenince karşılaştı. Rüşvet alacak kişiler ve aracılarla “danışmanlık sözleşmeleri” yapılıyor, bunlara “provizyon” adı altında rüşvet ve kolaylaştırma ücreti veriliyordu.
“Bunun için bir kod geliştirildi” diye anlattı ifadesinde Kutschenreuter. “Bu kod iki sözcükten oluşuyordu: Make profit (Kâr et). Bu sözcüklerdeki toplam 10 harfin her biri 1-10 arasındaki rakamlarla eşleştiriliyordu.
M A K E P R O F I T
1 2 3 4 5 6 7 8 9 0
Örneğin, ‘Lütfen belgeleri APP dosyasına yerleştirin’ biçiminde yazılı bir mesaj geldiğinde, bu ‘yüzde 2.55 oranında bir provizyon ödeyin’ demekti. (A: 2, P: 5)
YARIN: SİEMENS RÜŞVET OLAYININ TÜRKİYE BOYUTUNU ARAŞTIRIYOR MU?
Bu yazının konusu olan araştırmaların bir bölümünü ve çevrilerin tamamını Milliyet Almanya bürosundan İrfan Ergi yaptı.