Bilmiyorum, sevgili dostum Meral Tamer’in Gürsel Tekin ile yaptığı söyleşiyi okudunuz mu geçen pazar?
Tekin, CHP İstanbul İl Başkanı’dır ve bu politikanın yükselen yıldızlarındandır.
Meral Tamer’e, CHP’nin iktidara gelmek için yapması gereken şeyleri sıralayan bir rapor yazdığını ve bunu Baykal’a verdiğini söyledi.
Önerdiği şeylerden biri CHP’de “yolsuzlukla mücadele birimleri” oluşturulması. “Hakkında en ufak bir iddia olan belediye başkanının konu yargıya intikal etmişse parti üyeliği askıya alınmalı” diyor. “Aklanırsa, geri döner.”
Ben olsaydım, “Örneğin, Baykal’ın İzmit belediye başkan adayı yaptığı, eski İzmit Belediye Başkanı Safa Sirmen gibi mi?” diye sorardım.
Meral Tamer, benden daha iyi bir gazeteci olduğu için sormadı. Zaman harcamak istemedi.
Yolsuzlukla mücadele
Çünkü, biliyor ki, yolsuzlukla mücadele birimi kurmak başkadır. Bir belediye başkanının, hakkındaki yolsuzluk iddiası yargıya intikal etmişse, parti üyeliğini askıya almak başkadır.
Hakkındaki yolsuzluk iddiası yargıya intikal eden belediye başkanlarıyla ilgili olarak “yolsuzlukla mücadele birimi” kurmaya gerek yok. Gazete okumak yeter.
Vee... Yüksek standartlara sahip olmak.
“Karakterine, geçmişine boş ver, en çok kimin seçilme şansı yüksekse onu aday yapalım” da bir standarttır. Ama Sokrat’ın, uğrunda baldıran zehiri içebileceği standartlardan değil.
Neden değişik davransın?
Demek istiyorum ki “hakkında en ufak bir iddia olan belediye başkanının konu yargıya intikal etmişse parti üyeliğini askıya al(mak)” ilk bakışta “Vay be!” gibi görünse bile fos bir fikirdir.
Tabii ki hakkında yolsuzluk davası açılmış bir belediye başkanının parti üyeliği askıya alınacak. CHP bunu yapmak için İstanbul İl Başkanı’ndan bir sunum mu bekliyordu?
Ve: Bu güne kadar ne yapıyordu CHP, haklarında yolsuzluk iddiası bulunan belediye başkanları hakkında? Ve, CHP yönetimi Nuh Nebi’den bu yana aynı olduğuna göre, şimdi neden değişik davransın?
Erdal İnönü, rahmetli, eski İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan’ı ayyuka çıkan iddiaları incelemek üzere İzmit’e yollamıştı. İsvan’ın yazdığı raporu sümen altı edenler hâlâ CHP’nin üst kademlerindedir.
Görünce inanırım
Kültür, yasalardan güçlüdür. Değişmesi veya değiştirilmesi çok ama çok daha zordur.
Tekin, “Altı ay sonra Türkiye’de bambaşka bir rüzgâr esebilir” diyor.
Görünce inanırım, Sayın Tekin.
Kırk yıldır, pencerem açık böyle rüzgârları bekledim. Şimdiye kadar rüzgârlar hep onları estirmeye çalışanları götürdü.
Çok yolsuzlukla mücadele birimi gördüm ama hiç yolsuzluktan hapiste çürüyeni görmedim.
Çok yumurta kırıldığını görüp hiç omlet görmemiş Rus entelektüeli gibi.
Omlet lütfen Sayın Tekin, kırık yumurta değil.