Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Neden olimpiyatlarda daha çok madalya kazanmıyoruz?   Neden başka ülkeler, Başbakan’ın deyimiyle, madalyaları “süpürüyor?”
Hangi ülkenin kaç madalya kazanacağını tayin eden nedir?
Andrew Bernard ve Meghan Busse adlı iki Amerikalı ekonomist bu soruların cevabını araştırdı. Elde ettikleri sonuçları aşağıda özetliyorum. İngilizce bilenler raporun tamamını milliyet.com.tr’deki yazımın altında bulabilirler.
Hangi ülkenin kaç madalya alacağını tahmin etmek için genellikle kullanılan yöntem şudur.
Her spor dalı ve o dalda rekabet eden atletler teker teker analiz edilir ve performanslarına göre tahmin yapılır. Bu hesaptan, en yetenekli, en yüksek performansa sahip atletlere sahip ülkelerin en çok madalyayı toplayacağı sonucu ortaya çıkar.
Ama her yarışta, sonucu etkileyen rasgele faktörler vardır. Atletler sakatlanır, hastalanır, yarış günü keyifsiz olur, şansı yaver gitmez, regl olur, rüzgâra karşı koşmak zorunda kalır, vs. Bu faktörler her zaman devrededir ve tahminleri yanlış çıkarır. Nüfus belirleyici olabilir mi?
Nüfusu büyük olan ülkelerin yetenekli atlet “havuzu” daha büyük olacağına göre madalya kazanma şansları da eşit derecede büyük olur.
Ancak bu varsayım test edildiğinde salt nüfusun da belirleyici olmadığı ortaya çıkıyor. Çin, Hindistan, Endonezya ve Bangaldeş 1966’da dünya nüfusunun yüzde 43üne sahip idiler ama o yıl yapılan olimpiyatlarda madalyaların sadece yüzde 6’sını aldılar.
Doğru sonuca ulaşmak için, ülkelerin kaynaklarına, yani gayri safi hasılalarına bakmak lazım.

Önemli olan zenginlik
Çin, Hindistan, Endonezya ve Bang-ladeş 1996’da dünya nüfusunun neredeyse yarısına sahip olmakla beraber, gayri safi hasılaları dünya toplamının yüzde 5’i kadardı. O yılki olimpiyatlarda madalyaların yüzde 6’sını aldılar.
Demek ki bir ülkenin olimpiyatlarda ne kadar madalya toplayacağını tahmin ederken en önemli unsur o ülkenin toplam gayri safi hasılası, zenginliğidir.
Gayrı safi hasıla önemlidir çünkü olimpik sporlara ne kadar kaynak ayırılabileceğini tayin eder. İnsan yeteneğini geliştirmek için kaynağa sahip olmak başarılı sonuç almak için kritik bir faktördür. Başarıyı tayin eder. Bu bizi daha önemli bir başka sonuca götürüyor:
Ekonomik kaynak sadece olimpik standartta atlet yetiştirmek için şart değildir. Başka sahalarda dünya çapında kurumlara sahip olmak ve insanlar yetiştirmek için de şarttır.