Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Burada, Nobel ödüllü 59 bilim adamı ile 68 ülkeden 675 genç araştırmacının bir araya geldiği bu küçük adada, yeni şeyler öğreniyorum.
Bugün şunu öğrendim: Balığın ses telleri yoktur. Ama acı duyabiliyor.
Eğer oltanın ucunda sallanırken veya havasızlıktan zıplarken çığlık atmıyorsa acı duymamasından değil ağrısını sese çevirememesindendir.
Bir de şunu öğrendim. Örgütlenmeleri insanınki kadar karmaşık olan karıncalar savaşa gençlerini değil yaşlılarını sürerler.
Ve şunu: Türk iseniz hiçbir yerde siyasetten kurtulamazsınız. Toplantıya katılan ona yakın genç Türk araştırmacı “barış adına” iki İsrailli nobelliyi öğle yemeğine davet etmiş.
Dün de şunu öğrenmiştim: Kanserlerin yüzde 21’i bulaşıcıcı hastalıklar tarafından tetiklenebilir. Örneğin sarılık olmuş olan birisi daha sonra karaciğer kanserine yakalanabilir.
Ve şunları:
Kâinat 14,7 milyar yaşındadır.
Kâinatın yüzde 73’ü karanlık enerji, yüzde 23’ü karanlık madde diye bilinen unsurlardan meydana gelmektedir ve bunların ne olduğu bilinmemektedir.
Bizimkine en yakın galaksi olan Andromeda’nın verdiği ışık dünyaya iki milyar yılda ulaşmaktadır. Kâinatta yüzlerce milyar galaksi, yani gök cismi toplulukları vardır.

Biz bu dünyada yokuz
Her hücrenin bir kılıfı vardır ve her hücrenin içinde bir genetik kod vardır. Dünya soğuduktan sonra meydana gelen ilk yaşayan canlılar tek hücreli idi. Soru şu: İlk hücrenin içindeki genetik kod ne idi? Önce genetik kod mu vardı? Hücre mi vardı?
Bu soruların cevabı bilinmiyor. Ama şu biliniyor: Hayat bir defa başladı mı yaşayamayacağı çevre yok gibidir. Yeryüzünün en sıcak, en soğuk, en karanlık, en derin, en yüksek ve hatta en oksijensiz yerlerinde bile yaşayan canlılar var.
Bundan da ortaya çıkan sonuç şudur: Hayat çok değişik ve “zor” koşullara adapte olabilme yeteneğine sahip olduğu için kâinatın birçok köşesinde var olabilir.
Ama galiba öğrendiğim en önemli gerçek şu: Batı’da (İsrail ve Japonya da bu tanımın içindedir) üniversitelerde, yaşayan varlıkların, dünyanın ve kâinatın sırlarını çözmek için büyük bir çaba var. Bilim adamlarının emrine milyarlarca dolar veriliyor. Çin de yavaş yavaş bu dünyaya giriyor.
Biz bu dünyada yok gibiyiz.
Ve bugün son öğrendiğim şey: Eğer özgürlük varsa bir nedeni de insanlara duymak istemediklerini söylemek içindir.
Not: İlgilenenler TÜBİTAK’a başvurabilir: http://www.tubitak.gov.tr/home.do?ot=5&rt=1&sid=458&pid=453&cid=15188