"Hayır, söz konusu değil, tamamen sivil amaçlı."Dışişleri Bakanlığı ile yaptığım görüşmeden de benzer bir cevap aldım. Türkiye İran'ın nükleer programını şüphe ve endişeyle izliyordu. Ama nükleer silah yapmak gibi bir niyeti yoktu.Ancak hükümetin geçen hafta Meclis'e sunduğu nükleer santral kurulmasına ilişkin yasa tasarısında "nükleer yakıt üretimine yönelik yatırımlar"ın teşviki var.Nükleer silah yapımına giden yol nükleer yakıttan geçiyor. Kore ve İran gibi ülkelerin nükleer silahların yayılması konusundaki uluslararası anlaşmaları çiğnediği bir dönemde Türkiye'nin nükleer yakıt üretimini teşvik etmeye karar vermesi dikkatleri Ankara'nın üzerine çekecektir. Bir süre önce Enerji Bakanı Hilmi Güler'e, "Nükleer santral programının nükleer silah yapma boyutu var mı?" diye sorduğumda bana şu cevabı verdi: Nükleer santrallar yakıt olarak uranyum kullanır. Fakat herhangi bir uranyum yakıt olarak kullanılamaz. Yakıt olarak kullanılabilecek uranyum, enerji üretmek için kolayca parçalanabilme yeteneğine sahip olan "uranyum 325"tir. Madenden çıkarılan uranyum cevherinde % 1'den az "uranyum 325" var. Cevherin yakıt olarak kullanılabilmesi için "uranyum 325" yoğunluğunun % 3-5 seviyesinde olması gerekir. Bu uranyum "zenginleştirilerek", yani yoğunluğu artırılarak elde edilir.Nükleer silahların hammaddesi de zenginleştirilmiş uranyumdur. Sivil ve askeri uranyum arasındaki tek fark, yoğunluktur. Zenginleştirme yüzde 3-5 yoğunluk elde etmek için yapıldığında reaktörlük uranyum elde edilir. Yoğunluk yüzde 95'e çıkarıldığında silahlık uranyum elde edilir. Nasıl aynı rafineriden normal benzin de süper benzin de elde etmek mümkünse, nükleer yakıt tesisinden de hem reaktörlük hem de silahlık uranyum elde etmek mümkündür. Hem silahlık hem yakıtlık... Yasa tasarısının gerekçesinde "nükleer yakıt üretimine yönelik yatırımlar"ın hangi amaçla teşvik edileceğine dair bir açıklama yok. Dolayısıyla hükümetin neyi amaçladığı bilinmiyor.Aslında, hükümetin, hangi nedenle olursa olsun, "nükleer yakıt üretimine yönelik yatırımlar"ı teşvik etmeye karar vermesinin pratikte bir anlamı yoktur. Çünkü, bir uzmanın sözleriyle, "Türkiye bu teknolojiyi ekonomik boyutlarda yapabilecek bilimsel ve zihinsel potansiyelden yoksundur."Nükleer yakıt üretmek muazzam pahalıdır ve tehlikelidir. Bu iş için gerekli olan sermaye, know-how ve teknolojik altyapı da mevcut değildir. Nükleer yakıt imalatı çok yoğun bir biçimde elektrik kullanımı gerektirir. Konutlar için yakıt bulmakta zorlanan Türkiye'nin böyle bir yatırıma girmesi pratik değildir. Bu işin nükleer santral yapımını teşvik etmek amacıyla hazırlanan bir yasaya dahil edilmesi zor bir işi imkânsız hale getirmekten başka bir amaca hizmet etmeyecek.İşte bir uzmanın görüşleri: "Nükleer santraldan elektrik üretimi barışçı olmalı ve gizli-kapaklı askeri amaçlardan arındırılmalıdır. Yakıt teknolojisi teşvik edilecek şeklindeki ifade taslaktan çıkarılmalıdır. Zira, yakıt teknolojisi hem çok pahalı hem de belalı bir konudur. Türkiye'nin kaldıramayacağı kadar külfetli bir iştir. Çok ayrıntılı değerlendirilmelidir."Sanırım bu konuda hükümetin kamuoyuna bir açıklama borcu var. Hükümetin açıklama borcu var Yarın: Elbistan'da değişik bir tava mmunir@milliyet.com.tr