Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Okay Çakıroğlu’nun durumu ne? Bir süre önce istifa ettiğini duyduk. Bu ne doğrulandı ne yalanlandı. Aslında doğrulayacak veya yalanlayacak bir organ da yok.
İnanılması güç, ama TAEK’in bir basın ve halkla ilişkiler bölümü yok. Basın mensupları Çakıroğlu’nun sekreterine yönlendiriliyor. Onun da bir bilgi çağlayanı olmadığını tahmin edebilirsiniz.
Nitekim arayıp “Müdürünüz istifa etti mi?” diye sorduğumda, “Haberim yok, işe gidip geliyor” cevabını aldım. “Sorup beni arar mısınız?” dedim. “Tabii, sorup hemen size döneceğim” dedi. “Hep böyle derler ama hiç aramazlar” dedim. “Yok, ben kesin arayacağım” cevabını aldım.
Üç hafta oluyor mu? Oluyordur.
Bu konuları yakından izleyenlerden öğrendiğime göre, Çakıroğlu istifa etmedi de emekliliğini istedi. Sebebi de şu: Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda Türkiye’yi temsil etmek istiyordu. Enerji Bakanı Güler başkasını aday gösterdi. Çakıroğlu bozuldu ve ayrılmak istedi. Güler kabul etmedi.
O da, metazori, işe devam ediyor.
Çakıroğlu’nu kariyeriyle ilgili bu gelişmelerin (gelişmemelerin demek daha mı doğru olurdu?) normal koşullarda pek önemi yok. Ama Türkiye ilk nükleer santralını inşa etme konusunda kritik bir aşamada bulunuyor, bu aşamada da TAEK’in rolü kritik. Başında surat asan değil mutlu ve doygun bir şef bulunması daha iyi olmaz mıydı?

Herhangi bir yatırım değil
Nükleer santral kurup elektrik satacak şirketin belirlenmesi için geçtiğimiz eylülde ihale yapılmıştı. İhaleye on civarında şirket ilgi göstermiş, sadece bir Rus-Türk ortaklığı teklif sunmuştu.
Türkiye enerjide dışarıya en bağımlı ülkelerden biridir. Kullandığı doğalgazın büyük kısmını Rusya’dan getiriyor. Bazıları nükleer santralın Ruslara ihale edilmesinin Rusya’ya olan bağımlılığı artıracağından endişeli.
Enerji bakanlığı bunda bir sorun görmüyor. Üst düzey bir kaynak, “Rus şirketinin Türk ortağı var. Santral Türk yasalarına göre kurulacak. Burada üretip burada satacak. Bağımlılık oluşturacağı düşüncesine katılmıyorum” dedi.
Ama kaynağım nükleer santralın “herhangi bir yatırım” olmadığını kabul ediyor.
“Amaç sadece elektriği üretmek de değil” dedi. “Nükleer teknolojiye sahip olmak da var. Teknolojinin bütün detaylarına sahip olunca silah açısından bunları kullanabilirsiniz. Onun için bu konuda son kararı bakanlar kurulu verecek. Siyasi bir karar olacaktır.”
Bakanlık bu yıl ikinci nükleer santralı da ihaleye çıkaracak. Eğer birinci santral Ruslara havale edilirse ikinci santral birinci santralın şartnamesine göre ihale edilecek demektir. O zaman birinci ihaleye girmeyen şirketler ikincisine de girmeyecek. İkinci santral da Ruslara veya onlar gibi stratejik mülahazata ticari olanlardan fazla önem veren Çinlilere gidecek demektir.
Hükümet bu kadar büyük iki işi Batılı olmayan ülkeye verme cesaretini gösterir mi?