Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İnsan ömrü geçen yüzyılın başından beri uzuyor ve uzama eğilimi devam ediyor. Bu olgu bilim adamlarını şu soruyu sormaya yöneltti: Acaba bu uzama trendi ebediyen sürebilir mi? Yoksa doğanın her cins yaratık için biçtiği ömrün biyolojik sınırlarını genişletmek mümkün değil mi?
İnsan vücudu hücrelerden meydana gelir. Hücreler sürekli olarak ihtiva ettikleri genetik formüle göre çoğalır, eskimiş hücrelerin yerini yenileri alır. İnsan çocuk veya gençken bu mekanizma nerede ise mükemmel çalışır.
Zamanla hücreler hasara uğramaya, aksamaya başlar. Hücrenin içindeki DNA ve mitokondri denilen enerji üreten üniteler var. Bunlarda meydana gelen hasar belirli bir düzeye ulaştığında hücre iki şeyden birini yapar. Kapanır ve kendi kendini öldürür. Veya işlevini görmeye devam eder ama çoğalmaz. Bu tür hücrelerin birikmesi ile organlar çalışamaz hale gelir ve iflas eder.

Yaradılış, yaşamı sonsuz kılıyor
Yaşlanma denilen şey bu hasarların birikmesidir.
Bu neden olur? Hücreler neden sonsuza kadar kendi kendilerini yenilemezler?
Bunun bir bilimsel açıklaması var bir de benim bilimsel olmayan açıklamam.
Bilimsel açıklama şudur: Vücut gençlikte mükemmel çalışmak üzere programlanmıştır çünkü amacı üremektir. Üreme meydana geldikten sonra hücrelerin vücudu formda tutmak yani genç kalmak gibi bir gailesi yoktur. Görev yerine getirilmiştir.
Benim bilimsel olmayan açıklamam da şudur: Hücreler insanı ebediyen genç yaşatacak şekilde de yaratılabilirdi. Ama edilmedi. Çünkü dünyada sürekli çoğalan ve ebediyen yaşayan yaratıklara yetecek kadar kaynak yoktur. Yaradılışın amacı insanı veya başka bir yaratığı sonsuza kadar yaşatmak değildir. Onun yaşatmak istediği şey çeşitlilik ve sürekliliktir.
O yaşamı sonsuz kılmak istiyor, yaşayanları değil.
Bu nedenle bütün varlıkların bir denge içinde, yan yana var olması ve sürekli yenilenmesi gerekir.

Ölümsüzlüğe aday hücreler var
Gene bilime dönecek olursak. İnsanı mümkün olduğu kadar uzun yaşatmak ve yaşlılık dönemini hastalıksız geçirmesini sağlamak için uğraşan bilim adamlarının önündeki en zorlu iş şudur: Hücrelerin ölmesini ve yaşlanmasına neden olan hasarı yavaşlatmak ve geri çevirmek.
Bu mümkün olursa insan sonsuza kadar yaşamayabilir. Ama yaşlılığı birçok insan için tatsız hale getiren bir sürü zaaf ve hastalık uzak tutulmuş olur.
Bilmiyorum bu bir teselli olur mu, ama, her kişide ölümsüz ve sonsuz olmaya aday bazı hücreler var.
İngiltere Newcastle Üniversitesi Yaşlanma ve Sağlık Enstitüsü Başkanı Profesör Thomas Kirkwood bunların erkekte sperm, kadında yumurta olduğunu söylüyor. “Bunların birleşmesinden meydana gelen çocuk doğar, büyür, olgunlaşır, ürer ve bu şekilde devam eder” diyor.
Sebebi ne olursa olsu daha uzun yaşıyoruz ve daha da uzun yaşayabiliriz. O zaman hem kendimize hem de yeryüzüne karşı sorumluluklarımızı gözden geçirmek ve davranışlarımızı ona göre ayarlamak durumundayız.

Yarın: Uzun ömrün yükümlülükleri