LINDAU Güney Almanya
İtici gücümüz bencilliktir. Sabahleyin uykudan uyandığımızda ilk kendimizi düşünürüz.
Hayatımızda rekabet işbirliğinden önce gelir.
Başkalarına yardım etmenin iyi olduğunu ancak sırtımız yere geldiği zaman hatırlarız.
Başarılı olmak için daha hızlı, daha hızlı koşmak zorundayız. Herkes Acelecilik Hastalığı’ndan muzdarip.
Koşuyoruz ama doğru yöne mi, bunu düşünmeye bile vaktimiz yok.
Herkes stres içinde.
Eşit bölüşüm dediğimiz zaman kastettiğimiz bugün yaşayanlar arasında dağılımın eşit olmasıdır. Gelecek nesilleri hesaba katmıyoruz.
Oysa esas eşit bölüşüm bugün yaşayanlarla gelecekte yaşayanlar arasındaki bölüşümdür.
Amacımız çocuklarımızın mutluluğu ve refahı olmalıdır. Siz gençlerin. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Yaşlandık, takatimiz sadece kendimize yetiyor, ne yapılacaksa siz yapacaksınız.
Başkasından bir şey beklemeyin. Kolları sıvayın ve bir Gençlik ve Gelecek Partisi kurun. Bir avukatınız olsun ve bu avukatın işi geleceğin hakkını korumak olsun. Tabii Kaynaklar Bakanınız ise geleceğin kaynaklarından sorumlu olsun.
Bugünün sorunları küresel
Bugünün sorunları küreseldir, onun için üstelerinden ancak küresel bir hükümet gelebilir. Bütün ülkeler için geçerli yasalar ve bu yasaları her yerde uygulayacak güçler, mahkemeler olmalıdır. Doğal kaynakların idaresi küresel çapta yapılmalıdır.
Bugün harekete geçin çünkü yarın çok geçtir.
En büyük göreviniz torunlarımız ve torunlarınızın torunları için iyi ecdat olmaktır.
Sorumluluk, karşılığı olan bir olgu değildir.
Eğitim, dünyayı değiştirmek için en güçlü silahtır.
Ama tek başına bilgi yeterli değildir. Değerlere de sahip olmalıyız. Ahlak olmadan bilim yapılamaz.
Politikacılar ve endüstri gerçekleri söyleyemez çünkü gerçekleri söylemek çıkarlarında değildir. Gerçekleri telaffuz edecek olan bilim adamlarıdır.
Bütün davranışlarınızı o şekilde ayarlayın ki her birinin sonucu insanın dünyadaki varlığını sonsuza kadar yaşatmak olsun.
Mumun amacı kendini aydınlatmak değildir.
Yukarıda özetlemeye çalıştığım düşüncelerin sahibi çarşamba günü burada genç bilim insanlarına konuşan İsviçreli profesör Richard R. Ernst’tir. Seksenlerinde olan Ernst 1991’de Nobel kimya ödülünü kazandı. Zürih Üniversitesi’nden emekli oldu ama hâlâ birçok faaliyetin içinde.
Ernst’in düşünceleri Türkiye’de bir yankı bulur mu bilmiyorum. Siyaset ve iş âlemi bağlamında bir değeri olmadığı kesin. Bunlar, yarın yokmuş gibi, doğal kaynakları ve değerleri bugün paraya tahvil etmek için paralanmakla meşgul. Gözleri nesilleri değil gelecek sandık veya kâr zarar cetvelinden ilerisini görmüyor.
Ama zaten Ernst’in mesajı da onlara değil gençlere idi. Burada Nobelli ona yakın genç Türk araştırmacı da var. Belki bu mesajı Türkiye’ye taşırlar.
Hükümetlerin ve işadamlarının yarını yok.