Merhaba, ben Kara Yılan. Bilimsel adım "Dolichophis jugularis." Türkiye’nin en kocaman yılanlarından biriyim. Siyah renkliyim ve üç metreye kadar uzayabilirim. Ülkenin güneyinde ve güneybatısında, bağ ve bahçelik yerlerde yaşar, kemirgen, kertenkele ve küçük yılanlarla beslenirim. Nüfus kontrol memuru gibiyim, ekolojik dengeyi korumaktır işim. Bakmayın boyuma, zehirsizim. İnsanlardan kaçarım. Çiftçi dostuyum. Lütfen beni öldürmeyin. Oluklu kertenkeleyi, Su yılanlarını, Toros kurbağasını, Engerekleri, Lekeli semenderi, Dikenli keleri, Türk kelerini de öldürmeyin.
Ülkemizin en az tanınan ve sevilen yaratıkları adına bu çağrıyı yapan Türkiye Kurbağa ve Sürüngenleri Gözlemciliği ve Fotoğrafçılığı Topluluğu’dur. www.turkherptil.org
Topluluk, sürüngenlere karşı olan önyargıyı değiştirmek, görüldüğü yerde kafası ezilen bu yaratıkları sevdirmek için bir dizi afiş hazırladı. Kara yılanın yakarışını bu afişlerin birinden aldım. Bahçemde karayılanlar yaşar. Büyülü siyah parlaklığına, narinliğine, sessiz kıvrılışlarla kaçışlarına hayran olduğum bu yaratığa karşı özel bir sevgim var. Yeryüzünde hiçbir yaratığın namı yılanlar kadar kötü değildir. Yılan görünce ürpermeyen insan yok gibidir. “İstisnasız, bütün toplumlarda zehirli olmasından dolayı bütün yılanlara katliam uygulanır,” diyor grup üyelerinden Filiz Kemal.
Aslında yılanların çok azı zehirlidir. Ve hiçbiri, insan tarafından aşırı biçimde tehdit edilmeden, saldırmaz. İnsanın ayak seslerini, yerdeki titreşimlerden algılar ve gizlenir. Filiz Kemal’in anlattığına göre Türkiye’de yaşayan 47 yılan türü içinde sadece engerekler “ciddi derecede” zehirlidir.
Onlara da rastlamak çok zordur. Genellikle dağlık alanların ağaçsız, taşlık kısımlarında yaşarlar ve gece avlanırlar. Gündüzleri kovuklarda, taş altlarında gizlenirler. Türkiye’de üç tane de yarı zehirli yılan var. Bunlar, çukur başlı yılan ve iki tür kedigözlü yılandır. Bunların zehir dişleri, üst çenenin en gerisindedir. Ağızlarına aldıkları kertenkele, kuş gibi canlı avları zehirlemeye yarar. İnsanı ısırsalar bile bu dişlere ulaşmaz.
“Bunların dışında kalan 35 tür tamamen zehirsizdir,” diyor Filiz Kemal. “Gündüz bahçelerde, kırlarda gördüğümüz uzun boylu, hızlı hareket eden yılanların insana hiçbir zararı yoktur. Darda kaldıklarında bunlar da ısırmaya çalışır. Isırsalar bile bu kedi tırmalamasından çok farklı değildir.”
Yılanlar tarım ürünlerine zarar veren çekirge, fare gibi canlıları yiyerek onların aşırı çoğalmasını önlerler. Tonlarca tarım ilacının yapamadığı işi, ücretsiz hallederler. En azından bu nedenle korunmaları lazım. Turkherptil.org’un kampanyasını hükümet sahiplenmelidir. Eğitim Bakanlığı sürüngenleri çocuklara sevdirmek, Çevre Bakanlığı onları korumak için, Tarım bakanlığı çiftçilere yararlarını anlatmak için programlar hazırlamalıdır.
Bu arada, kırda, bayırda bir yılan görürseniz öldürmeyin. Siz kendi yolunuza gidin, bırakın onlar da kendi yollarına gitsinler.