İstanbul merkezli Citibank aracılığıyla Lehman Brothers’ın çıkardığı tahvilleri alanlar paralarını kaybettiler.
Lehman battı. Citibank “Ben aracıyım, sorumluluğum yok” deyip kenara çekildi. Sermaye Piyasası Kurumu ölüm sessizliğine bürünmüş vaziyette.
Sermaye piyasası konusunda uzman hukukçuları, “Boşuna Citibank aleyhinde dava açmayın, kazanamazsınız” diyorlar.
Buna şaşırdığımı söyleyemem, Lehman, Citibank gibiler dünyanın en iyi avukatlarını tutarlar ve kendilerini sağlama alırlar. Yaptıkları iş sağlam olmasa ve sağlam ahlaki temel üzerine oturmasa dahi.
Citibank kendine en iyi avukatları tuttu. Ama Lehman’ın dandik olduğu ortaya çıkan kâğıtlarını satmadan önce potansiyel müşterilere avukata danışmalarının münasip olacağını söylemedi.
Görünüşe aldanmamak lazım
Söylemesi gerekirdi. Çünkü bu ve bunun gibi kâğıtlar sıradan bir yatırımcının, yardımsız anlaması mümkün olmayan riskler içerir. Bundan dolayıdır ki, bizimkinden daha fazla kafası çalışan ülkelerde sermaye piyasasını denetleyen kurumlar bu risklerin muhtemel alıcılara anlatılması için avukatla görüşmelerini şart koşmuştur.
Karşınıza gelmiş temiz yüzlü, iyi giyinmiş bir genç bay ve bayan. Lehman mı paranızı batıracak, Citibank mı Allah aşkına? Ne çekiniyorsunuz. Atın imzayı şuraya.
Ama Lehman battı işte. Krizden önce dünyanın en büyük finansal grubu olan Citibank da sendeliyor.
Demek ki, görünüşe aldanmamak lazımmış. İnce, beyaz çizgili lacivertlerin ve Hermes kravatların arkasında ne muazzam sahtekâr ve açgözlü kalplerin attığını dünya dehşet içinde keşfetti.
Economist dergisi, J. K. Galbraith’in (1908-2006) mali dolandırıcılık konusunda ta 1961’de şu üç noktaya dikkat çektiğini yazıyor.
Bir: Görgülü ve iyi giyimli olmayı zeki ve dürüst olmayla karıştırmayın. İki: Dolandırıcılar ile dürüst insanlar arasında “felaket getiren karşılıklı dayanışmalar”ın meydana geldiği zamanlar vardır. Üç: Finans dünyasında her şeyin karşılıklı güvene dayandığına dair bir beylik söz var. Güven yerine “mütemadi ve bağışlamaz” kuşku sahibi olmak daha akıllıdır denebilir.
Financial Times’ın deyimiyle, “cüzdanından bıçaklanmak istemeyenlerin” Galbraith’e kulak vermesinde yarar var.
Yaşadığımız günlerde artık yatırımcılar yüksek faiz veya getiriden vazgeçti, yatırdıkları parayı geri alabilecekleri enstrümanlar arıyorlar. “Yüz dolar yatırayım ama yüz dolar geri alacağım garanti olsun.”
Önce güven, sonra kâr.
Aklınıza gelir miydi?