Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Durumun vahametini oraya gidince anladım dedi arkadaşım. Birçok ülkede faaliyet gösteren bir şirketin Türkiye yöneticisiydi. Şirketin ülke yöneticileri Madrid’de toplanıyordu. Bundan yararlanarak önce Paris’e gidip orada birkaç gün geçirmiş, sonra Madrid’e uçmuştu.
Vahametini anladığım dediği şey global ekonomik durumdu. Özellikle İspanya’da işler çok kötü imiş. İngiltere’de ise “tam rezalet.”
“İki olay var” dedi. “Tüketiciler almıyor. Bankalar kredi vermiyor. Şirketimizin müşterilerinin yüzde 80’inin bütçesi geçen yılın yüzde 50’si olacak hesabı yapıyoruz.”
Ben bu bilgiyi hazmederken “Neden bizde kriz yok?” diye sordu. “Bugün bu soruyu bir banka yöneticisine yönelttim. Onda da bir cevap yoktu.”
“Ben sana söyleyim”, dedim. Bence hükümet herkesin tahmin ettiğinden çok daha fazla para harcıyor. İstanbul Belediyesi’nin toplam borcu 2008 sonunda, bir yıl öncesine kıyasla nerdeyse iki misli büyüyerek 1.5 milyar dolar oldu. Seçimlere kadar bu, iki milyar doları bulur. Sanırım diğer AKP belediyeleri de büyük harcama yapıyor. Bu harcama ekonomideki yavaşlamayı kısmen engelliyor. IMF konusunda Erdoğan’ın isteksiz davranmasının nedeni budur. IMF harcamayı gemleyecek.

İncelmeye devam...
İkinci neden, bizde konut sektörünce bir bubble, yani balon, yoktu, ABD, İngiltere, İspanya’da falan olduğu gibi.
Üçüncü, bizde ne kişiler ne haneler Batılılar kadar borçlu değil.
Dördüncü, bankalar ve kamu maliyesi 2001 krizi macerasından sonra nispeten sağlam bir zeminde duruyor. Batı ekonomilerini sarsan bankacılık krizinden şu aşamada uzağız. Tasarruflar büyük oranda dolarda. Kimse eskiden olduğu gibi panikle dolara koşup devalüasyona neden olmuyor. Dolar hâlâ bol.
Ancak, diye devam ettim, aslında bizde de ekonomik kriz var da yokmuş gibi görüyor. Krize dayanıklılık bağışıklık gibi görünüyor.
1994 ve 2001 krizleri yaydan boşanır gibi meydana gelmişti. Bu ani değil tedrici. Eski krizler ödemeler dengesi ve döviz darlığından meydana gelmişti. Şimdi yaşadığımız, tüketici ve reel sektörden krizi. Bankalar, daha ileri bir aşamada ise şirketler ve kişiler borçlarını ödeyemez hale gelince krizin içine çekilecekleri için bugün dışında gibi görünüyorlar. ABD’de başlangıçta olan bizde sonda olacak.
Demek istiyorum ki, bundan önceki krizler “infilak” ile başlıyordu, bu kriz “inlemeyle” başladı. İnlemeyle devam ediyor.