Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Amerika'da kredi kartı kullanımı o kadar yaygındır ki büyükçe bir faturayı nakitle ödemeye çalışırsanız polis çağırabilirler.Avrupa'da kredi kartı ile tanışan en son ülkelerden biri Türkiye'dir. Birkaç istisna hariç, Türkiye'de bankalar hükümete kredi vererek astronomik kârlar ettikleri için uzun yıllar tüketiciden uzak durdular. Dünyanın her yerinde ekonomik büyüme alış veriş yapanların elindedir. Üretimi talep, talebi sokağa çıkıp alışveriş yapan insanlar besler. Plastik para olan kredi kartlarının bu faaliyette çok önemli bir rolü var: Parayı "çoğaltarak" talebi arttırmak. Ekonomik krizden sonra hükümetin borçlanma gereksinimi azalmaya başlayınca bankalar bireylere yöneldi. Kredi kartları, bireysel kredi vermeye ve konut için kredileri öne çıktı. Bankaların kapısında, alışveriş merkezlerinde kredi kartı pazarlanmasının nedeni budur. Bankalar mümkün olduğu kadar çabuk biryesel müşteri edinmeye, beş-on sene içinde çok büyüyecek olan bu dilimden pay kapmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de müşterilerinin mali durumunu her zaman gerektiği kadar titiz incelemiyorlar.Kredi kartını, akıllıca kullanılırsanız, siz kazanırsınız. Banka, alışveriş ile ödeme yaptığınız süre içerisindeki satın almalarınızı bedava finanse eder. Aldığınız mal dolabınızda, paranız hesabınızdadır. Ekstrenizi taksit taksit öderseniz banka kazanır. Çünkü kredi kartı borçlarına yürütülen faiz çok yüksektir. Sadece bizde değil dünyanın her yerinde bu böyledir. Hesabı şaşırırısanız kendinizi kendinize değil bankaya çalışır bulabilirsiniz. Mal dolapta para hesapta Türkiye'de kredi kartları, hesabını şaşırtanlar yüzünden kötü bir nam edindi. Bunların kopardığı gürültü ve medyanın sempatisi olayı saptırdı. Oysa sorun çıkan gürültü kadar büyük değildir.Resmi istatistiklere göre tedavülde yaklaşık 30 milyon kredi kartı var. Sorunlu kredi kartı sayısı 188,000'dir, yani toplamın %2'sidir. Bu yazıyı kaleme aldığım gün itibariyle kredi kartlarıyla borçlanılan rakam 17 katrilyon lira idi. Bunun ödenmediği için kanuni takibe uğrayan miktarı 1.3 katrilyondur, yani toplamın %8'idir. Bankalararası Kart Merkezi Başkanı Sertaç Özinal'dan aldığım bilgiye göre bu oran Avrupa'da %9-10, Amerika'da %11-12'dir. Demek ki, hem bankalar hem de tüketiciler açısından sorun yasal müdahaleyi gerektirecek boyutta değildir. Kredi kartı borçları yüzünden hayatı zindan olanlara. Sonuçta en iyi yol işi piyasa mekanizmasının işleyişine bırakmaktır. Bir kişinin kaç kredi kartına sahip olacağını tayin etmek veya bunlarla yapılacak harcamaya tavan getirmek kanun koyucunun işi değildir. mmunir@milliyet.com.tr Hesabı şaşırmayın