Bu yıl kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız kalp ve şeker hastası olmamak için önlem alın.
Profesör Altan Onat ve arkadaşlarının yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de her yıl 750 bin civarında insan kalp ve şeker hastalarının arasına katılıyor.
Ülkemizdeki ölümlerin yarısından çoğunun nedeni kalp hastalıklarıdır.
Kalp ve şeker hastalıklarına tutulmakta Avrupa’da şampiyonuz.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi emekli öğretim üyelerinde olan Onat, “Avrupa’da kalp ve şekerde başta geldiğimiz 90’lardan beri biliniyor. Hekimlerimiz bunu doğalmış gibi karşılıyorlar. Önlenmesiyle kimse meşgul olmuyor” diyor.
Onat, bu hastalıkların Türkiye’ye has özelliklerini tespit etmek amacıyla 1990’dan bu yana Türkiye’nin muhtelif yerlerinde, 3 bin 700 erkek ve kadının hayat tarzını inceliyor. Bu belki de Türkiye’de tıp sahasında yapılmış en uzun soluklu ve kapsamlı araştırmadır.
Kadınların ‘kalbi kırık’
“Halkımızın kalp ve damar sağlığına ilişkin, daha önce hiç bilinmeyen, yığınla kıymetli bilgi üretildi” diyor birkaç gün önce konuştuğum Onat. “Kitaplarda yer almayan eldeki bilgiler, bizim sağlık yapımızın Batılı insandakinden küçümsenmeyecek farkları olduğunu ortaya koydu.”
Türkiye’de kalp hastalıkları özellikle kadınlarda yüksek. Avrupa ile karşılaştırıldığında Türk kadınlarında kalple bağlantılı hastalıklara tutulma oranı iki misli. Ve ölüm riski özellikle yüksek. Örneğin Türk kadınlarında bu hastalıktan ölümler neredeyse Almanya’nın dört katı.
Bir başka önemli bulgu en önemli koruyucu protein olduğuna inanılan HDL’nin, Türk erkeğini diyabetten, kadınını ise kalp ve damar hastalıklarından korumadığı gerçeği.
Araştırmanın ortaya çıkardığı bütün bulgular http://tekharf.org/ adresinde yayımlandı. Ancak, maalesef, bunlar sadece uzmanların anlayabileceği bir dilde ve uzman olmayanların içinden çıkması mümkün olmayan ayrıntılarla dolu.
Göbekle birlikte büyüyor
Ama bir gerçek herkesin anlayabileceği kadar açık. Bu da kalp ve şeker hastalıkların yarısından çoğuna yanlış beslenme ve hareketsizliğin neden olduğu.
Onat’ın çalışma arkadaşlarından Profesör Gülay Hergeç. “Göbekliliğin artışı bu hastalıkların en önemli nedenidir” diyor.
Umarım yakında araştırma sitesine halkın anlayabileceği bir özet konur. Belki bundan da önemli olan, bu hastalıklardan korunabilmek için yapılması gerekenlerin açık bir dille anlatılması. Aslında bu görevlerden her ikisi de Sağlık Bakanlığı’na düşmekte. Çünkü halkta bu hastalıklara karşı farkındalık uyandırmak ilaç fiyatlarını ucuzlatmaktan önemlidir.
Hastalığa yakalanmamak en ucuz tedavidir.