Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen hafta, dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan General Electric, Amerikan sermaye piyasası kurumu SEC’in açtığı muhasebe sahtekârlığı davasını kapatmak için 50 milyon dolar ödedi.
Ve bir put daha devrildi.
SEC’e göre, GE, muhasebe kurallarını “kırılma noktasının ötesinde” bükmüştü.
GE yaptığı açıklamada bu suçlamayı ne kabul ne de reddetti. Ama ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını herkes biliyor.
Bu olay herkes gibi benim de aklıma General Electric’in efsanevi eski patronu Jack Welsh ve her yıl ardı ardına açıkladığı rekor kârları getirdi.
Bunlar da hiç olmazsa kısmen bir muhasebe cambazlığı mıydı?
Bu astronomik kârların ne kadarı gerçek, ne kadarı, İngilizce deyimiyle, hype, yani piyasayı yönetmek için muhasebe ve halkla ilişkiler departmanlarının hazırladığı abartılı ve yanıltıcı bilgi idi?
Muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Ama bundan sonra da hiç kimse GE’nin efsanevi kâr yaratma yeteneğine pek inanmayacak.
GE ile aynı günlerde, bir başka dev kurum olan Bank of America da Merril Lynch adlı yatırım bankasını satın alırken “yatırımcıları yanlış yönlendirdiği için” SEC’e 33 milyon dolar ceza ödedi.

Haberin Devamı

Yanlış yönlendirme ve yalan
“Yanlış yönlendirdi”yi “yalan söyledi” olarak da okuyabilirsiniz.
Yalan dolan ve sahtekârlık dünyanın her yerinde iş hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.
Bunun dozunun en büyük olduğu yerlerden biri Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bunun nedeni, Amerikan işadamlarının başka ülkelerdeki meslektaşlarından daha ahlaksız olmaları değildir. Hissedarların çok kâr yapmak için şirket yöneticileri üzerinde kurduğu baskının hiçbir yerde olmadığı kadar ağır olmasıdır.
Kâr etmeyen, hisse değerini yükseltmeyen, meşhur deyimiyle, “shareholder value,” yani hissedar için mama yaratmayan, yönetici makamına elveda demek zorundadır.
ABD’de şirketin dini para, tanrısı kârdır.
Bu alanda, servet ve kâr kültürü, açgözlülük ve bencillik, değer olarak, diğer bütün sosyal değerlerin üzerindedir.
Onun içindir ki Harvard gibi ünlü üniversitelerde master yapanlara ezberletilen sureler şu dört kelimeyle özetlenebilir: Kâr et veya kaybol.
ABD’deki dandik konut krizinin sembolize ettiği finansal çöküntüye neden olan değerler bunlardır.
Pek öyle 40-50 milyon dolar cezalarla tedavi edilebilecek bir hastalık değil.