Deloitte dünyanın en büyük muhasebe, denetim, vergi ve yönetim danışmanlığı hizmeti veren firmalarından biridir. İstanbul hakkındaki araştırmasının adına layık olduğunu sanmıyorum.Bankalar Birliği'nin Deloitte'ten cevaplandırmasını istediği soru şuydu: "Türkiye'de dünya standartlarında, değer yaratan bir finans merkezi kurulması mümkün müdür?""Evet," diye cevap verdi Deloitte*. "Türkiye zengin kaynaklara, bölgesel ve yerel potansiyele, gizli kalmış işgücü tabanına ve milli gurura sahip bir ülkedir."Ancak... zor kararların verilebilmesi için güçlü bir liderlik ve politik kararlılığın yanı sıra, önemli ölçüde kaynağın bu konu için ayrılması ve sabırlı bir tutum sergilenmesi gerekecektir..." Bankalar Birliği'nin İstanbul'u dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri haline getirmek için başlattığı lobi Deloitte adlı müşavirlik şirketine yaptırdığı bir araştırmaya dayanıyor. Sizi bilmiyorum, ama, ben bu "gizli kalmış işgücü tabanına" ve "milli gurura sahip bir ülke" olmamız hususlarına bayıldım.Türkiye'deki "işgücü tabanı" ile ilgili çok şey duydum ama "gizli kalmış" olduğunu ilk defa duyuyorum. "Milli gurura sahip" olmamızın bizi dünyanın önde gelen finans merkezlerinden yapacağı da ilginç. "Gurur"a ekonomik bir faktör olarak ilk defa rastlıyorum.Potansiyel'e gelince... İtiraf etmeliyim. Artık bu kelimeyi duyunca öğürüyorum.Deloitte'e, İstanbul'un global finans merkezi olması için beş yılda iki milyar ABD doları harcanmasına gerek olduğunu söylüyor.Karşılığı 2025'ten itibaren yıllık 20 milyar ABD dolar gelir olacak. Hesap şöyle: Finansal hizmetler sektörünün gayri safi milli hasılaya (GSMH) katkısı 2025 yılından itibaren yüzde 8'e yükselecek ve yıllık 20 milyar ABD doları olacak. Bu hesaba göre, 2025'te GSMH'nin 250 milyar dolar olması gerek.GSMH 2006'da 400 milyar dolar iken, 2025'te nasıl 250 milyar dolar nasıl oluyor?Raporun bir başka yerinde İstanbul "Londra, New York, Şanghay ve Tokyo ile birlikte 30 sene içinde en önde gelen beş uluslararası finans merkezinden biri olacaktır" diyor. Şanghay ve Tokyo nereden tepeye çıktılar? Bugün o mevkide olan Hong Kong ve Singapur 2025'te ne olacak? Ya Frankfurt ve Zürich?Deloitte, "Özellikle Rusya, İstanbul'da kurulacak olan finans merkezinin başarısı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır" diyor. Benim baktığım kaynaklara göre yarı komünist-yarı despot bir rejime sahip olan Rusya öngörülebilir bir gelecekte kendinden başka kimseye tehdit değil. Bence Deloitte'in raporunu birinci sınıf olmaktan uzaklaştıran iki önemli husus var. Bunlardan ilki, İstanbul'un başarı şansının ne olabileceğini daha çok daha çok Türk yetkililer ve bankacılara sorarak ölçmüş olmasıdır. Görüşülen 31 kişinin sadece dördü Türk değildir, onlar da en üst düzey değildir. Türkler tabii ki gönüllerinde yatan aslanın tarafını tutacaklar. Deloitte raporunun büyük bir bölümü İstanbul'un finans merkezi olmasının önünde duran sayısız engellerin bir kataloğudur. Şirketin yaptığı ikinci hata, bu engellerin kaldırılabilir olduğunu varsaymaktır. Türkiye'nin geçmiş performansı bu varsayımın doğru olmadığını gösteriyor.Dün konuştuğum bir Deloitte yetkilisi, raporun "kaliteli ... kendi içinde tutarlı ... tarafsız olduğunu" söyledi. Konuşmamızdan sonra bana yolladığı mektubu mmunir@milliyet.com.tr'deki yazımın altında okuyabilirsiniz.* * * * *Sn. Metin Münir Milliyet Gazetesi19.12.2007 Sayın Münir,Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan ve "İstanbul'un Finans Merkezi Olması"na ilişkin Türkiye Bankalar Birliği adına hazırlamış olduğumuz rapora atıfta bulunarak, 15 ve 19 Aralık 2007 tarihlerinde konunun gerçekçi olmadığına, şirketimizce tarafsızlıktan uzak bir çalışma yapıldığına ve Deloitte'un niteliksiz araştırması başlığı altında yazacağınızı belirttiğiniz yazılarınızı büyük bir üzüntü ile okuduk.Başlangıçta raporu, TBB adına hazırlanmış olmamızdan dolayı iddialara cevap vermek için tereddütlü davrandık ancak ikinci yazınızı da okuduktan sonra raporun sahibinden gerekli izinleri alarak size bu mektubu yollamayı uygun gördük. Öncelikle bu çalışmada ele alınan ilk soru şu olmuştur: "Türkiye'de dünya standartlarında, değer yaratan bir finans merkezi kurulması mümkün müdür?" Her ne kadar yapılan çalışma yüzlerce sayfalık bir rapordan oluşmakta olsa da,sonucu gayet nettir: "Evet…Türkiye zengin kaynaklara, bölgesel ve yerel potansiyele, gizli kalmış işgücü tabanına ve milli gurura sahip bir ülkedir… Ancak… zor kararların verilebilmesi icin güçlü bir liderlik ve politik kararlılığın yanı sıra, önemli ölçüde kaynağın bu konu icin ayrılması ve yatırımların getirilerinin elde edilebilmesi için sabırlı bir tutum sergilenmesi gerekecektir..."Bir üstteki paragrafta yer alan ikinci bölümü özellikle yazmamızın sebebi, raporumuzun 31. sayfasındaki "İstanbul'un konumunun özeti" başlıklı bölümde yer alan ikinci paragrafta da belirtildiği üzere; imaj, hukuki, mali ve düzenleyici ortam, politik ve ekonomik istikrar, altyapı ve iş yapma kolaylığı başlıkları açısından durumun oldukça zorlu oluşu ve ciddi değişikliklerin yapılması gerekliliğidir. Aynı husus raporun 30. sayfasındaki tabloda da diğer rakip merkezler ile mukayeseli olarak gösterilmiştir. Sizin de yazılarınızda belirttiğiniz üzere, İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olabilmesi bu çok önemli engellerin ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Raporumuzun ilk bölümünde (sayfa 54) bu durum tekrar belirtilmekte ve sizin de bahsetmiş olduğunuz iyileştirilmesi gerekli hususlar 7 ana başlık (yasal ortam, mali ortam, düzenleyici çerçeve, nitelikli işgücü, altyapı, imaj ve diğer hususlar) halinde ele alınmaktadır. "10 yılda bölgesel hakimiyete ulaşmak, 30 yıl içerisinde ise önde gelen 5 finans merkezinden biri konumuna ulaşmak" vizyonunun gerçekleşmesi (bütün rapor böyle bir vizyonun gerçekleştirilmesi için yapılması gerekenler etrafında oluşturulmuştur) ancak bu engellerin ortadan kaldırılması ile söz konusu olacaktır. Engel olarak görülen her bir konuda kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımlara ilişkin detaylı bilgilendirme de raporumuzun 54 – 66'ıncı sayfaları arasındaki bölümde yer almaktadır. Ayrıca sizin yazılarınızda belirtmiş olduğunuz GFCI (Z/Yen raporu: Global Financial Centers Index) çalışmaları da 200'ü aşkın diğer uluslararası kabul gören veri kaynağı ile birlikte raporumuzda kaynak olarak kullandığımız çalışmalar arasında yer almaktadır. Yine yazınızda belirtildiği üzere "İstanbul finans merkezi oluyor" demekle bunu başarmanın asla mümkün olmadığı ve konunun çok geniş kapsamlı bir program olarak ele alınması gerekliliği aşikardır. Bu amaçla raporumuzda hukuksal, mali ve düzenleyici çerçeve başta olmak üzere, belirlenen ve daha önce de değinmiş olduğumuz 7 iyileştirme alanında yapılması gereken çalışmalara ilişkin projelerin yol haritasına da 69. sayfada yer verilmiştir.Bildiğiniz üzere Deloitte, 140 ülkede 150,000 çalışana sahip dünyanın en büyük profesyonel hizmet şirketlerinden birisidir. Söz konusu çalışma, finans merkezleri konusunda uzmanlaşmış uluslararası bir ekip tarafından, uluslararası kabul görmüş veri ve bilgi kaynaklarına dayandırılarak ve gerek yerel, gerekse uluslararası birçok kurum ve kuruluşun üst düzey yöneticileri ile görüşmek suretiyle hazırlanmıştır. Global prensiplerimiz ve etik kurallarımız gereği şirketimizin hiç bir hal ve şartta herhangi bir kurum ya da kuruluşun etkisi alında kalmasının ve kamuoyuna yanlış bilgi verecek bir çalışma yapmasının söz konusu olamayacağını bu vesile ile tekrar vurgulamak isteriz. Arzu etmeniz halinde, gerçekleştirmiş olduğumuz çalışmanın detaylarına ilişkin size ve gazetenizin diğer değerli yazarlarına daha geniş bilgilendirme yapmaktan memnuniyet duyacağız. Gözlemleriniz ve söz konusu raporumuza ilişkin düşüncelerinizi almaktan da her zaman büyük bir mutluluk duyarız. Saygılarımızla,M. Sait GözümDeloitte Türkiye Stratejik Planlama, İş Geliştirme ve Pazarlama Ortağı mmunir@milliyet.com.tr Gizli kalmış işgücü tabanı