Büyük Türk palavraları: Uyuşmazlıktan kastım şu: Bankalar Birliği müşavirlik şirketi Deloitte'e yaptırdığı araştırmaya dayanarak İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi haline getirilmesi için lobi yapıyor. Deloitte'in araştırmasına göre, iki milyar dolar harcanarak İstanbul on sene içerisinde bölgeye hâkim bir finans merkezi haline gelebilir. "Otuz sene içinde ise (dünyada) en önde gelen beş ya da altı uluslararası finans merkezinden biri ol(ur)."Z/Yen adlı İngiliz müşavirlik ise birkaç ay önce yayımladığı "İlk 50 Finansal Merkezi" endeksine İstanbul'u almadı bile.Yani, bizden daha enerjik olan Osmanlıların yayılmasından hızlı; 10 senede bölgeye hâkim olacağız, otuz senede de dünyaya. Ama bugün finansal radar ekranlarında görünmüyoruz. Vancouver (Kanada) görünüyor. Osaka (Japonya) görünüyor. Wellington (Yeni Zelanda) Hamilton (Bermuda) görünüyor. Biz görünmüyoruz.Kim haklı?"Endeksi hangi kıstasa göre hazırladınız?" diye sordum Z/Yen yetkilisine."Herhalde İstanbul niye yok diye soracaksınız?" diye cevap verdi."Evet.""Esasında 50'den epey fazla incelediğimiz şehir sayısı. 66 şehir. Ama araştırmayı ısmarlayan müşterimiz (City of London) 50'sini yayımlamayı tercih ediyor. 66 şehir arasında da İstanbul yoktu.""Neden?""Uluslararası banka ve finans dünyasından 825 üst düzey yetkiliye 'finansal merkez olarak hangi şehirler önemli' diye sorduk. Bir tek kişi bile İstanbul demedi." Dün bir uyuşmazlığı halletmek için "Global Finans Merkezleri Endeksi"ni hazırlayan Z/Yen adlı İngiliz müşavirlik şirketine telefon ettim. Durdu. "Neden konuyla ilgileniyorsunuz?" diye sordu.Deloitte, İstanbul'un 10 senede bölgeye hâkim bir finans merkezi, 30 sene içinde dünyadaki 5-6 merkezden biri olmasının mümkün olduğunu söylüyor, dedim.Güldü.Karşılıklı teşekkürleşip telefonu kapattık.Beni yanlış anlamayın. Buralarda olmayacağım, ama ben de Türkiye'nin 30 yıl içinde dünyanın beş altı finans merkezinden biri olmasını isterim. Fenerbahçe Avrupa Şampiyonu olsun isterim. OECD'nin her üç yılda bir 15 yaş çocukları arasında yaptığı bilim-matematik sınavında sondan birinci olmak yerine birinci olalım isterim. Dünya Bankası gelir tablolarında Türkiye 88'inci numaradan bir numaraya çıkıp Lüksemburg gibi 60.000 dolarlık kişi başına gelire kavuşsun isterim.Ama bu sonuçlar Amerikalıların bulshitting (palavrasyon) olarak tarif ettiği yöntemlerle sağlanamaz, arkadaşlar.Karakter sahibi, vasıflı, dürüst, çalışkan, vatanına hizmet etmeyi televizyonda görünmekten fazla sevenlerin mesaisiyle olur.Onlardan ortalıkta çok görmüyorum etrafta.Yarın: Deloitte'in niteliksiz araştırmasıDeloitte'in araştırması: *http://www.tbb.org.tr/turkce/duyurular/tbb/11122007.pdfGlobal Finans Merkezleri Endeksi: http://www.zyen.co.uk/Knowledge/Research/GFCI%202%20September%202007.pdf mmunir@milliyet.com.tr Ben de isterim ama...