Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önemli altyapı projelerine girişmeden önce fizibilite çalışması yapmak AKP hükümeti döneminde tarihe karıştı.
Başbakan’ın “Evet, iyi fikir, yapalım,” demesi milyarların harcanacağı projelerin yürürlüğe konması için yetiyor.
Rasyonellikten, bilimsellikten hatta aklıselimden uzak bu yöntemin son ürünü geçenlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından açıklanan İstanbul Finans Merkezi’dir. Proje İstanbul’u “dünyanın önemli finans merkezleri arasına sokmayı” amaçlıyor.
Bayraktar’ın daha görkemli anlatımı ile “Yüzyıllarca doğu batı arasında köprü olan İstanbul, yeniden dünyanın finans gözbebeği olacak.”
Ben olmayacak, diyorum.
Milyarlar harcanacak, devasa binalar yapılacak ama İstanbul ulusal, hatta bölgesel bir finans merkezi olmayacak.
Herhangi bir kentin finans merkezi olabilmesi için birtakım koşulların var olması gerekir. Bunlar İstanbul’da yoktur ve öngörülebilir bir gelecekte de olmayacak.
Eğer İstanbul’da böyle bir potansiyel olsaydı bunu İstanbul borsası İMKB’nin performansından görebilecektik. İMKB yıllardır bölgesel bir merkez olmaya çalışıyor ama bu konuda en ufak bir ilerleme kat edemedi. Bu İMKB’nin işgal ettiği binaların küçüklüğünden değildir. Bölgedeki ülkelerin İMKB aracılığıyla iş yapmak yerine başka borsaları yeğlemesindendir.
İngiliz Z/Yen Group her yıl “Global Finans Merkezleri Endeksi” yayınlıyor.
Endeks, uluslararası finans sektöründe çalışan iki bine yakın üst düzey profesyonelle yapılan anketlerin değerlendirilmesi sonucunda oluşuyor. Finans merkezi olma konusunda kentleri derecelendiriyor. Hangi kentlerin tercih edildiğini, hangilerinin ileride tercih edilme potansiyeline sahip olduğunu tespit ediyor.
Sonuncusu geçen eylülde yayınlanan son endekse göre İstanbul 75 merkez arasında 62 numaradadır. (http://www.zyen.com/PDF/GFCI%2010.pdf)
Listenin başında Londra, New York ve Hong Kong var.
“Önümüzdeki yıllarda önemli olacak kentler” listesinde de İstanbul yok. Bu listenin başında Seul, Şanghay ve Singapur var.
Bunlar hükümeti caydırmaz. Onu cezbeden İstanbul’un öngörülebilir bir gelecekte uluslararası bir finanse merkezi olması değildir. Yapılacak inşaat, yaratılacak ranttır.
Bayraktar’a göre, Başbakan’dan “tam not” alan İstanbul Finans Merkezi, Anadolu yakasında, Ataşehir ile Ümraniye’nin birleştiği yerde yapılacak ve 2.5 milyon metre karelik bir alanı kapsayacak.
Öngörülen 800 bin metre karelik inşaatın kaça mal olacağı, nasıl finanse edileceği açıklanmadı.
Ama Halkbank, Vakıfbank, Bankacılık düzenleme ve Denetleme Kurulu (BBDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi kurumlar Ankara’dan finans merkezine taşınacak. Bundan da muhtemelen, kısmen, bu kurumların bazılarının kaynaklarının kullanılacağını tahmin edebiliriz
Bu proje eski bir kuralı hatırlatıyor: Az gelişmiş ülkelerde kamu yatırımları yapılırken birinci gözetilen şey kamu yararı değildir. Ranttır.