Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sovyetler Birliği gizli haber alma örgütü KGB'nin başkanı, Komünist Parti Başkanı Hruşçev'i ziyaret etmiş ve "Müjde başkanım" demiş. "Türkiye'de komünizm ilerliyor. Türkiye'yi komünist bir ülke yapacağımız günler yakın."Hruşçev, dehşet içinde, "Ne yapıyorsanız durdurun!" diye bağırmış. "Türkler her şeyi berbat ediyor. Komünizmi de berbat edecekler."Aynı Türkler irticayı da eğer geliyorsa berbat etmezler mi sizce?Bence ederler. Rejimi değiştirmek o kadar kolay değildir. Dünya ligindeki gelişmişlik göstergelerinin tamamına yakınında alt kademelerde kalmamızı sağlamış siyasi kadrolar hangi kapasiteyle rejimi değiştirecek?AKP kaos getirebilir. Kriz getirebilir. İritica mirtica getiremez. Ondan çok daha kolay olan serbest piyasa ekonomisini doğru dürüst getiremediği gibi.Her gün irtica konusunu gündeme getirip aynı şeyleri tekrarlamak her akşam tiyatroya gidip tiyatro oyununu yerine perden bahsetmeye benzer. Nasıl oyun perdenin arkasındaysa, sorun da irticanın arkasındadır. Kapsamlıdır ve derindir ve şöyle özetlenebilir:Türkiye'nin kurumlarının zayıf ve koordinasyonsuz, yönetim kadrosu birikimsiz, yasaları eski, yargı erki cılız, siyasi kadroları ufuksuzdur. Türkiye'nin örgütlenmesi geri kalmışlığı pekiştirmek, yönetici kadronun rantını maksimize etmek üzerine kuruludur. Bu kadro irtica getireceğim diye rantını tehlikeye atmaz. Tesettür konusunu gündemde tutar ki esas sorunlar gözden ırak kalsın, tartışılmasın. Siz de, avcının kazdığı çukura düşmüş aslanlar gibi, akşamları ekranlarda, sabahları sütunlarda "Tesettüüür, irticaaa!" diye kükrersiniz. AKP ebediyen iktidarda kalacakmış havasında ama bir ekonomik krizlik canı var. Seçmenler AKP'ye irtica değil, istikrar için oy verdi. Eğer hükümet ABD ve Avrupa'dan esmeye başlayan soğuk rüzgârlar karşısında şimdiye kadar olduğu gibi kayıtsız kalmaya devam ederse... Türkiye'de şimdiye kadar ekonomik krizden sonra iktidarda kalmış parti yoktur.Ve son bir nokta:Asık suratlılık ve ciddiyet irtica kadar, hatta daha çok, demokrasiye aykırıdır. Demokratik olgunluk mizah, espri, kelime oyunu, incelik talep eder. Relax arkadaşlar. Dünyanın sonu değil. Her şey geçer. Bu da geçecek.NOT: Cuma günkü yazımda nüfusun yarıya yakın bir bölümünü teşkil eden Kürt ve Alevilerin devlet kadrolarında sayılarına oranla yer almadıklarını, imkânlardan faydalanmadıklarını yazmıştım. Bir okuyucum, Kürt ve Alevilerin nüfusunun yüzde 50'ye yakın olduğunu gösteren hiçbir kaynak olmadığını, yüzde 30'un daha gerçekçi olduğunu belirtti. Mektubunun metnini milliyet.com.tr'deki yazımın altında bulabilirsiniz. Bazılarının irtica geldi veya geliyor diye ödü kopuyor. Bu korkunun haklı olup olmadığının cevabı 1970'lerden kalan bir fıkrada gizli olabilir mi? Geçenlerde yazdığınız bir yazıda Türkiye'de yaşayan Kürt ve Alevilerin toplamını yüzde 50 gibi bir oranda verdiniz. Nne kadar titiz bir araştırmacı olduğunuzu bildiğimden ve gerçeklere olan taahhüdünüzden cesaret alarak ilişikteki düşüncelerimi sisinle paylaşmaktan kendimi alıkoyamadım:1) Türkiye'de bu iki kesimin toplamının yüzde 50 olduğunu teyit edecek hiçbir veriye bugüne kadar rastlamadım,2) Türkiye'de Kürtlerin sayısını yüzde 20'nin üstünde gösteren bir veri olduğu kanaatinde de değilim. Yüzde 20'nin bile 2007 itibarıyla biraz abartılı olacağı kanaatindeyim. Tarhan Erdem'in geçen yıl Milliyet için yaptığı kimlik araştırmasında, Kür-Zaza'ların toplamı yüzde 15.7 gibi gösterilmişti. Bu rakam genelde gerçekçi bulunmuştu. 3) Alevilerin sayısı benim son 5 yıldır üzerinde en çok durduğum hususlar arasında yer alır. Bu konuda sayısız kaynağa başvurdum, otorite ile konuştum. Aleviler oranlarını yüzde 20 gibi gösteriyorlar. Ama bu bir şehir efsanesi. Cumhuriyet'in kuruluş dönemlerinde yüzde 17-18 gibi bir oran var bildiğim kadarıyla. Ancak bu oranın zaman içinde Alevilerin üreme hızının düşüklüğü ve Sunni endoktrinasyon nedeniyle önemli bir şekilde azaldığı da bir olgu. KONDA araştırması, Alevilerin oranını yanılmıyorsam yüzde 4.5 gibi vermişti. Bu da bana biraz düşük gözükmüştü. Bütün araştırmalarımdan elde ettiğim sonuç yüzde 10'un altında olamayacaklarını bana söylüyor. 4) Bu halde bile Kürt-Alevi toplamının yüzde 50'ye ulaşabilmesi imkansız.5) Verdiğiniz rakamı çürüten bir başka olgu daha var. Alevilerin yaklaşık yüzde 30'u Kürt (çoğu zaza) kökenli. 6) Kürtlerle ve Alevilerle bir alıp veremediğim yok. Ama galiba verdiğiniz oran gerçeklere tam anlamıyla tekabül etmiyor. Türkiye'nin etnik ve mezhepsel dokusu gibi hassas bir başlık söz konusu olduğunda rakamların belli bir ihtiyat payıyla ifade edilmesi kuşkusuz büyük önem taşıyor. "Etnik ve mehzepsel konularda daha titiz olun" mmunir@milliyet.com.tr