Yazıma besmeleyle başlamam mümkün değil. Sadece besmeleyi boş bir slogan haline getirenler bu kadar şaibeli bir işe besmeleyle başlar. Ben üstadımız Ege Cansen`in bir sözüyle başlayayım: En büyük soygunlar, yasaya uygun yapılır.Kılıçdaroğlu'nun sorduğu en önemli soru şudur: Bu baraj inşaatı için ihale açılmamasının yasal dayanağı nedir?Bakanlık buna özetle şöyle cevap veriyor: Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ihalesiz inşaatına başlanan Ilısu Barajı hakkında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bazı sorular sordu. Aldığı cevabın bir kopyasını da bana yolladı. Ve öğrendim ki, Enerji Bakanlığı sadece kamuoyunu değil, Kılıçdaroğlu'nun şahsında Meclis'i de aldatmaya çalışıyor. Şaşırdım mı? Hayır, şaşırmadım. Çünkü bu filmi ilk defa görmüyorum. Ilısu Projesi 1996 yılında Yap İşlet Devret listesine alındı. Ancak hiçbir şirket Yap İşlet Devret yöntemiyle işi yapmaya talip olmadı. Sonra üç İsviçre şirketi, "İşi bize verirseniz kredi bulup Ilısu'yu inşa ettiririz" diye çıkageldi. Bakanlar Kurulu, 1988'de bu öneriye "tamam" dedi. Yani, bu üçlünün keyfi hangi inşaat şirketini isterse onu seçip barajı yaptırmasını kabul etti.Enerji Bakanlığı, Kılıçdaroğlu'na: "İhale yapmayı denedim, ama kimse gelmedi. Ben de işi, finansmanı bulana verdim" dedi.Korkarım bu, sorumluların bir gün yargıç önünde terlemesini önleyecek bir argüman değil. Şu nedenle: Bakanlık bu üç şirketin finansman bulmasını kifayetli addediyor. Ama şirketler, "ben kredi buldum" diye caka satamaz. Çünkü borçlanacak olan onlar değil Hazine'dir. Şirketlerin yaptığı tek şey bankalara gidip "Türk Hazine'sine kredi verir misiniz Ilısu için? Verirseniz bir kredi teklifi yazıp verin, onlara verelim"den ibarettir. Yani şirketler sadece bankalarla Hazine arasında çöpçatanlık yapıyor.Türk Hazine'si kör ve sakat mı ki çöpçatana ihtiyacı olsun?Eğer bakanlık "Ilısu'yu çöpçatan sistemine göre ihale edeceğiz" deseydi, Çin'den Japonya'ya birçok şirketin teklif vereceği kesindi.Neden ihale etmedi?Bu kadar da değil. Hazine'nin kapı gibi "uluslararası dış kredili ihale yönetmeliği" var. Borçlanma bu yönetmelik çerçevesinde yapılsaydı hem rekabete açık bir biçimde kredi bulunmuş hem de rekabete açık bir şekilde ihale yapılmış olacaktı.Ilısu için ilk aşamada finansman giderleri hariç 1.2 milyar euro'ya ihtiyaç var. Bu para 7 yıllık inşaat süresinde perderpey kullanılacak bir rakam, bankalardan hemen tak diye ilk gün çekilen nakit "tiko para" değil. Hazine bu krediyi rahatlıkla, hem de çok rahatlıkla piyasadan temin edebilirdi.Neden bu yol denenmedi?O zaman Bakanlık, "Niye ihalesiz yapıyorsunuz?" sorusuna "Şeyy... Dış krediyle yapılan işlerde ihale şartı yoktur" diye bir martavalla cevap veremeyecekti. Finansman bulana verildi Bakanlığın bürokratları, analarından dün doğmadıkları için barajın ihalesiz verilmesine bir kılıf daha hazırladılar. O da şu... Gene Kılıçdaroğlu'na verilen cevaplardan özetliyorum:Ocak 2003`ten önce ihale edileceği yazılı olarak duyurulmuş veya ilan edilmiş olan işler yeni ihale yasasından muaftır. Ilısu bu maddeye girdiği için ihaleye çıkmak zorunda değiliz.Yanlış.Ilısu, Yap İşlet Devret olarak ihaleye çıkıldı. Hazine'nin borçlanması yöntemiyle, yani uluslararası dış kredili ihale yöntemiyle ihaleye çıkılmadı. İş birilerine veriliverdi.Daha mı açık anlatayım?"Bu şuna benzer" dedi bir uzman arkadaşım. "Görücü olarak kız bakmaya gitmişsiniz. Size Ayşe'yi göstermişler. Gerdekte bakmışsınız ki, yataktaki kız Ayşe'nin ablasıdır. E ne alaka? Yanıt: 'Göstermiştik ya size, niye itiraz ediyorsunuz? İyi de, bize gösterilen ablası değil Ayşe'ydi! Bunlar da Yap İşlet Devret`i ihalede gösterip arkadaşından klasik finansmanı veriyorlar, sonra da aynı şeymiş gibi utanmadan böyle yanıt veriyorlar."Taşradakiler bilir. Eskiden panayırlarda çingene çadırları olurdu. Bir çadır önünde yüksekçe bir yerde duran genç ve güzel kızı gösterip bağırır, "Yok mu bu arkadaşla güreşmek isteyen?" Parayı bastırıp kızla güreşmek için içeri girersiniz. İçeride kızın abisi güreş için sizi beklemektedir.Bu da aynı hesap, sayın Kılıçdaroğlu. mmunir@milliyet.com.tr Eskiden çingene çadırları olurdu