Rusya ile Ukrayna gaz kavgası yaparken titremekten bıkan Avrupa en sonunda Nabucco konusunda pamuk ellerini cebine sokmaya karar verdi.
Avrupa Birliği (AB) Hazar Denizi havzasından Avrupa’ya doğalgaz taşıyacak olan boru hattı için tadımlık 250 milyon euro’luk bir fon ayırdı. Sekiz milyar euro civarında olması beklenen inşaata Brüksel’in katkısı iki milyar euro olacak.
Proje 2002’de doğdu ama ortakları -Avusturya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya, Türkiye- bugüne kadar işten çok laf yaptıkları için ilerlemedi.
Öyle anlaşıyor ki, son Rus-Ukrayna kavgası Avrupa’yı projeyi kısık ateşten çekmenin zamanının geldiği konusunda ikna etti. Birkaç ay önce belirli aralıklarla toplanan Nabucco konsorsiyumunun sonuç almadan dağılması olağan bir işti. Artık değil. AB’nin gözünde, Rusya tedarikçi, Ukrayna transit ülke olarak güvenirliğini sıfırladı. Avrupa’nın Rusya’dan satın aldığı gazın yüzde 80’inin Ukrayna’dan geçiyor olması artık kimseye komik gelmiyor.
Bu, Nabucco’nun gerçekleşmesini şiddetle arzulayan Türkiye için iyi bir haber. “Nabucco için zamanlama olarak en uygun yıldayız” diye konuştu bir enerji güvenliği uzmanı. “Konumumuz bu yıl biraz daha güçlü.”
Türkiye, Nabucco için hem en kritik bir ülke hem de en büyük engel.
Türkiye proje için çok önemli çünkü 3.300 kilometrelik hattın neredeyse üçte ikisi Türk topraklarından geçecek.
İlk aşamada boru hattına verilecek gazın Azerbaycan’dan gelmesi bekleniyor. Ama Azeri gazının Rusya ve İran gibi başka güçlü isteklileri var. Türkiye’nin Azerbaycan ile özel ilişkileri olduğu için Bakü’yü Nabucco’yu tercih etmesi için ikna edebilir. Bunu herkes biliyor.
Nabucco bir hayal mi?
Enerji Bakanı Hilmi Güler bu durumdan yararlanarak Türkiye’nin birtakım avantajlar koparabileceğini hesaplamakta.
Örneğin, boru hattının Türkiye’den geçen bölümünün tamamını Türk şirketlerinin yapmasını istiyor. Diğerlerinin görüşü inşaatın beş ortak arasında eşit olarak bölünmesi.
Güler, hattan geçecek olan gazın yüzde 15’ini istiyor. Diğer ortaklar “Yüzde değil miktar söyle” diyorlar. Çünkü hattan akacak gaz artıkça yüzde 15’e tekabül eden gaz, yani Türkiye’de kalacak miktar büyüyecek.
Güler’in belki en tartışmalı talebi Türkiye’nin transit değil bir tür tedarikçi ülke kabul edilmesidir. Ortaklar gazı çıktığı yerdeki fiyattan değil Ankara’ya vardıktan sonra Türkiye’de meydana gelecek fiyattan alsınlar, istiyor.
“Diğer ülkeler bunu hiçbir zaman kabul etmez” diye konuştu Batılı bir uzman.
“”Batılıların ortak görüşü, Türkiye’nin geçiş ücreti ve gazın bir bölümünü alması ve başka bir şey talep etmemesidir.”
Benim düşünceme göre, özel durumu Türkiye’ye bir miktar şımarma marjı tanıyor. Ama Güler’in Azerbaycan’dan (ve daha sonra Türkmenistan ve İran’dan) gaz alıp bunu diğer ortaklarına daha yüksek fiyattan satmasını ne gaz ülkeleri ne de alıcılar kabul eder.
Nabucco ebediyen bir hayal olarak olarak kalmayacaksa Güler’in pazarlık pozisyonunu gözden geçirmesi gerekecek.