Oyunu özel sektör oynar, hakemliği hükümet yapar.Buna gerçek bir oyundan örnek vermek istiyorum. 1980'lere kadar Türkiye'de doğru dürüst çim saha yoktu. Kışın çamurda ve su birikintilerinde, yazın asfalt kadar sert zeminlerde top oynanırdı. Yabancı oyuncu oynatmak yasaktı. Kulüpler şirket değil, dernekti. Rahmetli Turgut Özal'ın futbol reformu bunları bir çırpıda değiştirdi. Çim sahalar, oyun kalitesini yükselten yabancı futbolcular, halka açık futbol kulüpleri, sinema salonlarından konforlu localar, sezon biletleri falan hep futbol reformundan sonra meydana geldi. Özal'ın girişimi olmasa Galatasaray Avrupa şampiyonu olmaz, Fenerbahçe Manchester United'vâri bir yapı kazanamaz ve belki de en önemlisi Türk futbolcuları özgüvene kavuşamazdı. İyi hükümet iyi futbolla, artan futbol gelirleriyle sonuçlandı.İyi hükümet her zaman iyi sonuç verir, kötü hükümet kötü sonuç verir.Türkiye, çok partili sisteme geçtiği 1950 yıllarından bu yana, kısa aralıklar dışında hep kötü yönetildi. Bir ülkede hükümet ne kadar iyi çalışırsa özel sektör o kadar başarılı olur. Tersi değil. Özel sektörün performansını etkileyen kurumları, kuralları ve teşvikleri hükümet belirler. Bunları yürütecek olan bürokratları o seçer. Bunun birçok nedeni var. Ama iki temel neden politikacıların çapsızlığı, politikanın reform değil rant kapısı olmasıdır. Memleket onu yönetenlerin çıkarına yönetilir, sonra yönetilenlerin. Osmanlılardan kalan, genetik mirasımıza işlenmiş bir olgudur bu. Suyun ıslak, cıvanın ağır, kanserin ürkütücü olması gibi, kötü olmak hükümet etmenin temel özelliğidir Türkiye'de.Türkiye sanki kendi geriliğini sürdürebilmek üzere örgütlenmiş bir ülkedir. Genellikle suçu yabancılara bulma eğilimindeyiz. Ama suç onlarda değildir. Yabancılar sadece onlara izin verdiğimiz kadar bizi geri bırakabilir, soyabilir, istismar edebilir, sömürgeleştirebilir. İşin gerçeği, Türkiye'nin Türkler tarafından geri bıraktırıldığı, sömürüldüğü, istismar edildiğidir.Kötü idarenin sonuçlarını görmek için telekom ve enerji sektörüne bakmak yeter. İleri ülkelerde sürükleyici olan, teknolojinin en uç mertebelerini temsil eden bu sektörler, kötü yönetilmek dolayısıyla, Türkiye'de ekonominin ayağına bağlı birer çelik gülledir. Teker teker incelediğinizde ekonomiyi meydana getiren birçok minik sektör ve kararın az veya çok birer çelik gülle olduğunu görürsünüz.Dünyanın en zengin ülkeleri en iyi yönetilenlerdir, en zengin doğal kaynaklara sahip olanlar değil. mmunir@milliyet.com.tr Gerginlik üreten bir ülkeyiz