Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) demir-çelik üreticileri artan ithalata karşı gümrük duvarları kurulması için hükümete başvurmaya hazırlanıyor.
Böyle bir şey olması halinde en fazla etkilenecek olan ülkelerden biri Türkiye’dir.
Demir-çelik Türkiye’nin en büyük ihracat kalemleri arasındadır ve, dünyadaki ekonomik durgunluk nedeniyle, neredeyse diğer bütün ihraç ürünleri gibi, tehdit altındadır.
Birleşik Arap Emirlikleri gibi geleneksel büyük pazarlarda talep çöktüğü için geçen yılın ortalarından beri ihracatçılar yeni pazar arıyorlar. Açığı kapatmak için başvurulan ülkelerden biri ABD’dir. Yılın son çeyreğinde bu ülkeye satılan demir-çelik ürünleri yüzde 21 oranında arttı. Biz yalnız değildik. Çin’in Amerika ihracatındaki artış yüzde 80, Rusya’nın yüzde 175, Brezilya’nın yüzde 68’dir.
Otomobil endüstrisindeki çöküşle birlikte iç pazarı daralan Amerikan üreticilerini bu dış rekabet bunaltıyor. U.S. Steel, Nucor Corp, AK Steel Holding gibi üreticiler iflas etmemek için gümrük duvarlarının yükseltilmesinden başka çare olmadığını Washington’da savunmaya hazırlanıyorlar.
Türkiye’de bu iş oldu bitti bile. Ereğli Demir Çelik’in baskısıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı sıcak ve soğuk sac ithalatında gümrük vergilerini yüzde 8 artırdı.
Geçen yılın son çeyreğinde kârlılığında büyük düşüş olan Erdemir, önlem alınmaması halinde işçi çıkaracağını ve yatırımları durduracağını belirtti. Yukarıdan da baskı gelince müsteşarlık çözüldü ve ABD’nin yapması halinde bizim ayağa kalkacağımız şeyi yaptı.

Haberin Devamı

Erdemir’i korumak, endüstriye aykırı
Ancak Erdemir için iyi olan, Türk ekonomisi için de iyidir diye bir kural yoktur. Tam tersine, Erdemir’i dış rekabetten korumak için gümrük duvarlarının yükseltilmesi birçok nedenle endüstrinin genel çıkarlarına aykırıdır.
Erdemir yassı üründe tekeldir. Rekabetten korunması fiyatlarını indirmesine mani olacaktır.
Türkiye’nin ihracatı geçtiğimiz ay yüzde 35 oranında azaldı. Bu ortamda endüstriciler rekabet güçlerini yüksek tutmak için mümkün olan en ucuz girdileri temin etmek zorundadır. Türkiye’de otomotiv, beyaz eşya ve boru üreticileri başta olmak üzere birçok firma eski Sovyetler Birliği ülkelerinden yaptıkları ithalatla ortalama hammadde fiyatlarını aşağı çekmekte ve rekabet güçlerini artırmaktadır. Gümrük duvarlarının yükseltilmesi bu kaynağı pahalılaştırdı.
Sektörden bir yöneticinin sözleriyle, “Yassı ürün kullanan sektörlerde on binlerce istihdam vardır. Eski Sovyet bloğundan sac ithal edilmesinin birden fazla faydası var: Erdemir’in fahiş fiyatlama yapmasını engelliyor, rekabet şartlarını oluşturuyor ve yerel sanayiciyi yaşatıyor.
“Herkes Erdemir’den alırsa ithalat az olur, cari açığa faydası olur” tezi de geçerli değildir. Çünkü şirket milyonlarca dolarlık cevher, kömür, hurda ve aliyaj ve slab ithal ediyor.
Erdemir’in yatırımlarını durduracağı tezi de geçersizdir. Oyak, Erdemir’i 2.7 milyar dolarlık yatırımı bitireceği koşuluyla aldı. Bu yatırımların yüzde 80’den fazlası zaten bitmiş durumdadır.
İşler iyi giderken ihracat şampiyonu olan otomotiv sektöründe hem ihracat hem kapasite kullanımı neredeyse yüzde 75 azalmışken, çare arayan üreticilere Erdemir’e yardım ederek yardım edilemez.
Aynı şey yassı ürün kullanan bütün sektörler için geçerlidir. Toplam iki milyon tonluk ithalat Ereğli’yi memnun etmek için yüzde 8 oranında pahalılaştırılmış, bunları kullanan herkes yara almıştır.
Korumacılık doğal bir reflekstir. Korumacılık isteyen sesler dünyanın birçok ülkesinde yükseliyor. Ama, yüzeysel olarak her ne kadar çare gibi görünse de korumacılık tedaviye değil hastalığa katkıda bulunur.