Birçokları ekonomik krize karşı önlem almıyor diye Erdoğan’ı eleştiriyor ama bir de şöyle düşünün.
Hiçbir şey yapmamak da bir şey yapmaktır.
“Yapanları gördük” diye düşünüyor olabilir Başbakan.
ABD krizi durdurmak için 8 trilyon dolar harcadı. Bu miktar Amerikan gayri safi milli hasılasının yarısından fazladır. ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nı kazanmak için yaptığı harcamanın iki mislidir.
Avrupa’nın en büyük dokuz ekonomisi ise krizi durdurmak için şu veya bu şekilde 3.36 trilyon dolar para döktü.
Ekonomik krizi durdurabildiler mi? Yoo. Kriz devam ediyor. Hatta derinleşiyor.
Eğer dünyanın en zengin ülkeleri dünya tarihinde görülmemiş kurtarma operasyonları yapıp hüsrana uğradıysa Erdoğan neden bir şey yapsın?
İş âlemi ise, zavallı, karlı havada sıcaklık yayan bir radyatör rüyası gören sokak kedisi gibi, Uluslararası Para Fonu (IMF) kredilerine bağlı önlem paketi hayalleri kurmaya devam ediyor.
Ne oluyor? Kim haklı?
Bir “Ben bu ülkenin doktoruyum” diyen Başbakan’ın gördüğü bir durum var. Bir de işadamlarının. İşadamlarının sorun gördüğü yerde Erdoğan sorun morun görmüyor.
Bütün gemiler sallanıyor
Her ikisinin de haklı olması mümkün olmadığına göre, bir taraf yanılıyor demektir.
Erdoğan haklı olamaz, mantıki düşünecek olursak, ki bu politika söz konusu olduğunda her zaman en iyi yöntem değildir.
Dünyada bir kriz var ve bütün ülkeler bu krizin şoklarını hissediyor. Türkiye bundan muaf olamaz.
Benzetmek gerekirse, denizde fırtına var ve o denizde bulunan bütün gemiler sallanıyor. Türkiye’nin gemisi de aynı denizde olduğuna göre, sallanmaması mümkün değil. Tersine, Türkiye’nin daha fazla sallanması lazım çünkü, teknesi, sallanan bazı başka gemilerden daha küçük ve eskidir ve hatta, delikleri var.
Ama, dediğim gibi, mantık en iyi araç değil. Haklı olmak değil, güçlü olmak önemlidir. Güçlü olan Erdoğan’dır. “Kriz psikolojiktir” diyorsa psikolojiktir. “Türkiye’yi teğet geçecek” diyorsa teğet geçecektir.
Psikolojik değilse? Teğet geçmezse?
Churchill yıllarca önce cevabını verdi: “Siyasette maharet yarın, gelecek hafta, gelecek ay, gelecek yıl ne olacağını öngörmek ve öngörülen şey gerçekleşmeyince de neden gerçekleşmediğini izah edebilme yeteneğine sahip olmaktır.”
Not: Yıllık iznimi kullanacağım için yazılarıma 1 Ocak’a kadar ara vereceğim. Mutlu yıllar dilerim.