Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1950’den beri yapılan bütün seçimlerin kaderin ekonomi belirledi.      Kural şudur: Eğer seçimin yapıldığı yıl ekonomik kriz varsa, ondan önceki yıllarda ekonomi iyi seyretmiş olsa bile hükümet zayıflar veya iktidarı kaybeder.
AKP’nin bu kuralın istisnası olacağını sanmış, seçimlerde oyların yarıya yakınını kapatacağını tahmin etmiştim. Yanıldım. AKP benim ve birçok kamuoyu araştırma şirketinin tahmin ettiğinden yüzde 10 daha az oy aldı.
Şimdi, daha doğru olduğunu umduğum, ikinci bir kehanette bulunmak istiyorum: AKP’nin düşüşü devam edecek.
Çünkü Erdoğan’ın insanla alay eder gibi varlığını inkâr ettiği ekonomik kriz derinleşecek. İşsizlik artacak, fukaralık yaygınlaşacak ve seçmen bunun faturasını ona çıkaracak.
AKP iktidara geldiği zaman içeride bir önceki hükümetin imzaladığı IMF anlaşmaları ve kredileriyle temizlenmiş ve payandalanmış bir ekonomi buldu. Dışarıda ise paranın bol ve ucuz olduğu görülmemiş bir büyüme süreci yaşanıyordu. 

Geri çevirmek kolay olmayacak
Bunların rüzgârıyla ekonomi büyüdü. AKP’nin ikinci sınıf yönetiminin hataları kamufle oldu. İstikrar ve nispi refah artışı bir sonraki seçimlerde AKP’nin büyük bir galibiyet almasına neden oldu.
Ama Erdoğan olgunlaşacağına yeni zengin gibi şımardı ve şirretleşti. İktidarının sonsuza kadar süreceği aldanmasıyla despotlaşmaya başladı. Azarladı, tehdit etti. Avrupa Birliği’ne sırtını döndü. AKP’li olmamakla beraber kendisine destekleyen liberalleri dışladı.
İhale yasasını defalarca değiştirerek yüzsüz ve fütursuz bir hortum dönemi açtı. Devlet bankalarının kolunu bükerek sağladığı kredilerle damadın şirketine medya şirketi aldı.
Seçmen Erdoğan’ın frenine bastı. “Sen fazla oldun, rahatımı kaçırıyorsun, kendini toparla” dedi.
CHP ve MHP’nin oy toplamının AKP’ninkini geçmesi Erdoğan’ın görmezden gelebileceği bir istatistik değildir.
Seçimdeki eğilimin belli olmasından sonra medyaya konuşan Erdoğan’ın seçimlerde kükreyen Erdoğan olmamasının nedeni bu olmalı.
Karşımızda süngüsü düşmüş, karizması çizilmiş bir Erdoğan var.
Düşüşü geri çevirmek kolay olmayacak. Ekonomik kriz derinleştikçe AKP hükümetinin beceriksizliği, yetersizliği, çağ gerisinde olması daha da ortaya çıkacak. Düşüş devam edecek.
Türkiye demokratikleşme yolunda düşe kalka ilerlerken çok parti gördü ve görecek. Demokrat Parti’den Adalet Partisi’ne, Milli Selamet Partisi’nden Anavatan’a birçok parti zafer çelengini başına geçirdi, ölümsüzleştiğini sandı ve maytap gibi, arkasında pis bir koku bırakarak kayboldu.
Çünkü hepsi düşüncelerden çok kişilere dayanıyordu. Derinliğin yerinde sığlık, dürüstlüğün yerinde yolsuzluk, rasyonelliğin yerinde laçkalık vardı.
Değişmezse AKP de aynı yolun yolcusudur.
Erdoğan’ın beni kim itti diye sormasına gerek yok. Erdoğan’ı Erdoğan itti.