Yeni bir yasa geçirdi. Polise, sigorta ödemeyenlerin aracına el koyma yetkisi verdi. Polis, isterse, el koyduğu araçları ezdirtip hurda haline getirtebiliyor. Aracı düz bir platforma yerleştiriyorlar. Kalın bir zincirin ucuna asılı devasa bir çelik yumrukla iki defa vuruyorlar. Araç bükülü gazeteyle öldürülmüş sivrisinek gibi yassı oluyor.Bir süre önce Londra'da televizyon haberlerinde izledim. Polis sigortasız araçları yakalamak için büyük bir kampanya başlattı çünkü sigortasızlar bir araca veya birisine çarpınca kaçıyorlar. Tahmin ediyorum, izlediğim haberin çekimini de polis ayarlamış. Sigorta ödememenin bedelini halka göstermek için.Bu iş bu kadar, dedim kendi kendime.Konya ilinde yasadışı olarak 50.000'e yakın su kuyusu kazıldı. Aşırı ve akılsız su kullanımı su seviyesini aşağıya indirdi. Toprakta tuzlanma başladı. Bir zamanlar ülkenin buğday ambarı olan Konya ovası çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya. İngiltere'de aracını sigortalatmayanların sayısı artınca hükümet sert önlem almaya karar verdi. Eğer ta işin başında izinsiz su kuyusu açan birkaç Konyalı çiftçi bükülü gazeteyle öldürülmüş sivrisinek gibi yassı edilseydi, Konya ovası çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmazdı.Ama edilmedi.Kuyuyu açanı komşuları ihbar etmediler. Tersine, "O açtıysa ben de açarım" dediler. Bu konuda yasaları uygulamakla görevli memurlar olayı görmezlikten geldiler. Bir sürü vali, kaymakam, milletvekili, ziraat memuru, Devlet Su İşleri memuru Konya'dan geldi geçti. Hepsi de faciaya seyirci kaldı.Türkiye'de çoğu zaman yasalar rüyanızda kâbus görürken attığınız çığlıklara benzer: Sessiz, etkisiz, beyhude.İşte Milliyet günlerdir İstanbul'un Beykoz semtinde orman arazisine Acarlar şirketinin yasaları bükerek yaptığı inşaatları yazıyor. Yasaların ve yargının, açıkça yasadışı olan bir şeyi önlemekteki aczini görüyoruz. Bakanlar elleri kolları bağlı olmaktan şikâyet ediyor. Onlar bağlıysa, kim serbest? Kanunsuzluğu yargı önleyemezse ne önleyecek? Hepsi faciaya seyirci kaldı Polonezköy'e eskiden giderken ağaçlar arasında tek tük evler görürdük. Şimdi evler arasında tek tük ağaç görüyoruz.Türkiye'de yasaların ortak yarar için olduğunu anlayan insan az. Yolların kenarında acil durumlar için beyaz çizgiyle ayrılan emniyet şeritlerini biliyorsunuz. Her zaman birileri aracını bunların içine sokar. Onu görenler arkasından dalarlar. Yol tıkanır. Herkes kaybeder. Bunun böyle olduğunu herkes bilir ama haksız avantaj sağlama sevdasını yenip kuyruktaki yerine razı olmaz.İstanbul'un bütün koruları konut, Türkiye'nin bütün tarım araziler çöl oluncaya kadar bu cahil, bencil ve kör talan devam edecek mi?Evet. Edecek. TL'yi TC'den çok sevenler vatanımızı çöle çevirecek. mmunir@milliyet.com.tr Evler arasında tek tük ağaçlar