Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doların yükselişinin arkasındaki en büyük etken, bankaların sendikasyon arayışları ve şirketlerin borçlarını ödemek için döviz toplamasıdır.
Her iki faaliyet devam edeceğine göre dolardaki yükseliş de devam edecek.
“Borsadan ve sabit getirili menkul kıymetlerden çıkış hızlandı” dedi dün konuştuğum bir bankacı. “Artık esas hareketi belirleyen, banka ve döviz kredisi almış büyük şirketlerin borçlarının itfa konusudur.”
Bunun açıklaması şudur: 18’inci ayını tamamlayan dünya finans krizinden önce yaşanan bol ve ucuz kredi döneminde Türk bankaları ve şirketleri kolay ve ucuz borçlanabiliyorlardı. Vadesi geldiğinde borçlar kolaylıkla roll over ediliyor, yani uzatılıyordu.
Bu devir kapandı. Borçlar ya hiç uzatılmıyor ya da kısmen uzatılıyor.
Geçen sene bazı bankalara borçlarını kapatıp sendikasyon piyasasının dışına çıktılar. Diğerleri vadesi gelen borçlarının ortalama yüzde 75’ini uzatabildi. Bu yıl vadesi gelen banka sendikasyon borçlarının yüzde 50sinin yenilenebileceği tahmin ediliyor. Krizden önce dolar kredilerinde faiz Libor + yüzde 1’in altındaydı. Bu yıl Libor + yüzde 2.5 olması bekleniyor.

Sorumlu Türk bankaları değil
Kötüleşen bu durumun sorumlusu Türk bankaları değildir.
Riskler ve zaaflar mevcut. Ama Türk bankacılık sektörü halen dünyada ve özellikle kalkınmakta olan Avrupa ile karşılaştırıldığında, en sağlam olanlar arasındadır. Hatta, Avrupa’nın tamamında en iyi durumda olan bankalar Türk bankalarıdır bile diyebiliriz.
Sorun, kredi aldıkları yabancı bankalardadır. Kendi iç zaafları nedeniyle, bunların sayısı azaldı. Sermayeleri kendilerine bile yetmediği için çoğu artık Türkiye’ye kredi verecek durumda değiller.
“Eskiden 40-50 bankayla muhataptık. Şimdi 10-15 bankayla muhatabız” diye konuştu bir bankacı.

Kimse satmıyor
Şu anda Yapı kredi Bankası geçen aralıkta kapattığı 700 milyon dolarlık kredinin en az yarısını yeniden kredi olarak almak için piyasadadır. Faizi Libor + 2.5 olarak duyurdu. YKB’nin elde edeceği faiz bu yıl için benchmark, yani emsal teşkil edecek.
İş Bankası’nın 900 milyon dolarlık sendikasyon kredisinin vadesi nisanın sonunda geliyor. Bunun muhtemelen yarısı yenilenecek. Akbank’ın 1 milyar euro’luk borcu ise ağustos ve eylül ayında olgunlaşıyor.
Bazan bir şeyin olması için o şeyin olacağına dair bir kehanette bulunulması yeterlidir. Doların yükselmesinin bir nedeni de budur.
Halk arasında doların fiyatının artacağına dair bir kanaat yerleşmiş durumdadır. “Herkes doların çıkacağına inandığı için kimse satmıyor, bekleyeyim, daha da çıkınca satarım diyor insanlar” diye konuştu bir bankacı.