Önemli projelere girişmeden önce fizibilite çalışması yapmak AKP hükümeti döneminde tarihe karıştı.
Rasyonellikten, bilimsellikten hatta aklıselimden uzak bu yöntemin ürünlerinden biri Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın son günlerde diline doladığı yerli uçak yapım projesidir.
Yıldırım bir televizyon konuşmasında işin mantığını (eğer buna şöyle mantık demek mümkünse) şöyle özetledi:
“Ülkemizin harcıalem, herkesin yaptığı işlerle atak yapması, bir adım öne geçmesi artık zorlaştı. Ne yapacaksınız? Başkasını yapmadığı işi yapacaksınız. Katma değeri yüksek işler yapacaksınız. Uçak bunlardan bir tanesi. Uçakta sorun yok.”
Türkiye 1938-46 arasında uçak yapmaya başlamış ama “birtakım karanlık olaylar” nedeniyle uçakları yapan kişi iflas ettirilmişti. “Devam edebilseydik, Airbus, Boeing halt etmişti.”
Amaç başkalarını zengin etmekse..
Yıldırım’a göre karanlık olaylar Türkiye “uyanmasın, bunlar iş yapmasın, üçüncü dünya devleti olarak kalsın” diyen dış güçler tarafından tezgâhlanmıştı. Bu güçler ve onlara “lojistik destek veren (iç) unsurlar” bugün de aktif imiş ve her türlü engeli çıkartıyorlarmış.
Yıldırım’ın planı uyarınca uçak projesi “Başlangıçta daha bölgesel bir uçağı lisansla” yapmak şeklinde uygulamaya konacak. “Denenmiş uçmuş bir uçağın projelerini, haklarını satın alarak yapacağız. Bu arada kendi dizaynımızı geliştirmek için çalışacağız.”
Kim yapacak bu işi. Devlet değil. Kim? “Bunun için oluşumlar var” dedi Yıldırım ayrıntıya girmeden. “Onlara destek vereceğiz.”
Eğer paranız aklınızdan çok ise ve eğer amacınız Türkiye’yi değil başkalarını zengin etmekse, her şeyi burada imal edebilirsiniz.
Denetim dışı uydu imal ediliyor
Ulaştırma Bakanı bu konuda deneyimlidir. Ankara yakınlarındaki Gölbaşı’nda, Fransızlarla birlikte, montaj uydu imal ettiriyor. Fizibilitesi olmayan, ne kadar mal olduğu belli olmayan, tamamen denetim dışı bu faaliyetten Türkiye’nin tek kuruş kazanması mümkün değil.
Uçak yapımı da aynen böyle olacak.
Bu iş “başkasının yapmadığı” bir iş değil. Bu sahanın sivil askeri her alanında eski, yerleşik, dev şirketler var.
Airbus ve Boeing’in büyük gövdeli yolcu uçağı üretiminde kurduğu hâkimiyeti kırmak neredeyse olanaksızdır. Daha küçük uçaklarda da güçlü markalar var.
Bu alana girmek ve pazar payı kapmak yüksek maliyet dolayısıyla çok zordur. Airbus, bizden daha zengin ve teknolojik olarak ileri Avrupa ülkelerinin güçlerini birleştirerek meydana getirdiği bir ortaklıktır. Bu ortaklığın kurulmasının nedeni ülkelerin teker teker uçak endüstrilerini finanse edecek gücü kaybetmeleridir.
Üçüncü dünya devleti olmaktan kurtulmanın yollarından biri bu tür projelere girişmeden önce fizibilite çalışması yapmak, milyonları harcamadan önce işin yapılabilir olduğunu saptamaktır. Bunun yapılmasına engel olan karanlık güçler varsa, bunlar
dışarıda değil içeridedir.