Türkiye, ilk defa, aynı İslami ağacın kökünden çıkmış Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan'a sahip olacak. Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına adaylığını koymasının yaratacağı huzursuzluğun Gül manevrasıyla bertaraf edilmesinin kısa vadede iki sonucunu göreceğiz. AKP genel seçimleri çoğunlukla kazanıp ikinci defa tek başına iktidar olacak.Ekonomik politikalar olduğu gibi devam edecek. Her iki gelişme, içeride ve dışarıda iş dünyası tarafından memnuniyetle karşılanacak, Gül'ün cumhurbaşkanlığına sıcak bakılmasına neden olacaktır. Aynı veya benzer nedenlerle Amerika Birleşik Devletleri dahil, Batılı hükümetler de Gül'ün cumhurbaşkanlığını destekleyeceklerdir.Teorik olarak Gül'ün adaylığı Türkiye'nin beş yıl daha istikrar içerisinde yaşayacağı anlamına geliyor.Gerçek hayatta böyle olacak mı?Bence yürütmenin bütün kademelerinin AKP'nin eline geçmesi bildiğimiz Türkiye'nin sonunun başlangıcıdır. Abdullah Gül'ün seçilmesiyle Çankaya'da ilk defa Arapçası İngilizcesinden iyi bir cumhurbaşkanı olacak. Türkiye nerede biteceği öngörülmesi mümkün olmayan bir İslamlaşma ve sağcılaşma sürecine girecek. Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın geçen haftaki konuşmasında alışılmasını istediği Türkiye bu Türkiye'dir.Gül birkaç gün önce, o zamanlar sadece birkaç kişinin bildiği cumhurbaşkanlığı projesine "laiklerin" ve Batılıların desteğini almak amacıyla AB yol haritasını açıklayan bir basın toplantısı yaptı. Bugün öğrendiğimizi bilmenin açısından bakıldığında bunun anlamı açıktır. "Bizden korkmayın. Projemiz İslamlaşma değil. AB yolunda yürümeye devam edeceğiz." İslamlaşma süreci Buna inanmak isteyen inanabilir.Ben de inanmak isterim. Ama AKP'nin üst devlet kadrolarını sadece "alnı secde görmüşler"le doldurması, laikliğin kırmızı çizgilerine duyduğu saygısızlık, akraba ve ahbap kayırmalar, rüşvet ve yolsuzluğu yaygınlaştırması, bazı alt tabaka değerlerinin norm haline gelmesi bana Batı'ya değil, Doğu'ya giden yol gibi görünüyor.Batı laikliğin başladığı yerde başlar, bittiği yerde biter. Erdoğan ihtirasını bastırıp kendi yerine Gül'ü Çankaya'ya yollayarak nerede durabileceğini gösterdi. İleriki günlerde, aylarda ve yıllarda bu hasletine hem kendisinin hem de Türkiye'nin çok ihtiyacı olacak. Herkesin ne kadar demokrat olduğunun test edileceği zaman geldi.Ben Gül olsaydım Çankaya'ya çıktıktan sonra bahçesinden ellerimle derlediğim ilk gül buketini Deniz Baykal'a yollardım. Ve üzerine şu notu iliştirirdim: "Siz olmasaydınız belki burada olamayacaktım. Ben ve AKP size ve CHP'ye minnettarız." mmunir@milliyet.com.tr Batı'ya değil Doğu'ya giden yol