Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Ilısu Barajı’nın yapılmasına karşı çıkanları bölücülükle suçladı.
Bir de beceriksizlik dolayısıyla bu barajın yapılmasını engelleyenler var.
Eroğlu bunları nasıl sınıflandırıyor?
Bunu bilmek ilginç olurdu. Ancak, Eroğlu bu konuda bir şey söyleyemez çünkü kendisi onların reisidir.
Ilısu Barajı bir Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü projesidir.
Otuz ay kadar önce barajın temeli atıldığında Eroğlu DSİ genel müdürü idi.
Kendisi Başbakan’ın has adamlarındandır. Birliktelikleri Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak onu 1994’te İSKİ Genel Müdürlüğü’ne atadığı günlere kadar geri gider.
Eroğlu dokuz yıl kadar İSKİ’de Erdoğan’a hizmet etti ve 2003’te DSİ Genel Müdürü oldu. Milletvekili seçilince 2007’de Çevre ve Orman Bakanı oldu. Aynı günlerde DSİ, 1939’dan beri bağlı olduğu Bayındırlık Bakanlığı’ndan koparıldı ve Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlandı. Herhalde Eroğlu’nun eşsiz liderliğinden mahrum kalmasın diye.

İhalenin ‘mahzuru’ vardı
Eroğlu, Ilısu Barajı’nı yaptırmak için ihaleye çıkabilirdi. Yani, işi yapmak isteyen yetkin şirketleri teklif vermeye davet edebilirdi. Nitekim DSİ’nin bu yönde yapılmış hazırlıkları vardı. Ancak ihale yapmanın küçük bir mahzuru var: Kimin kazanacağını tayin etmek her zaman mümkün değildir.
Ama, biliyorsunuz, demokrasilerde, özellikle rant söz konusu olduğunda, çare tükenmez. Bunun da formülü bulundu. Birkaç yabancı devletten ihracat kredisi temin ederseniz ihale açmanız gerekmez. İşi istediğiniz şirketlere, istediğiniz (veya onların istediği) fiyattan verebilirsiniz.
Nitekim öyle oldu. Almanya, Avusturya ve İsviçre’den, makine ve ekipman için 500 milyon euro kredi sağlandı. İnşaat kredisini özel bankalar sağladı. İş yabancı devletlerin şirketleri ile iktidarın dostları arasında bölüşüldü.
Ama o gün bugündür inşaat bir milim ileri gitmedi. Tersine, yılın son günlerinde Almanya, Avusturya ve İsviçre, koşulları yerine getirilmediği için krediyi askıya aldı. Çivi çakılmaması için şirketlerine talimat verdi.

Varum?
Çünkü, üç devlet Türkiye’nin 150 küsur çevresel şartı yerine getirmeyi taahhüt etmesi koşuluyla projeyi finanse etmeyi kabul etmişti. Bu şartlardan bir bölümünün inşaat başlamadan önce yerine getirilmesi gerekiyordu. Eroğlu’nun koordine ettiği siyasi ve bürokratik beceriksizler ordusu bu koşulları zamanında yerine getiremedi.
İş bu nedenle yürümüyor.
Eroğlu’nun iddia ettiği gibi “bölücüler... O bölgenin kalkınmasını istemeyenler, oradaki vatandaşımızın refah ve huzurunu istemeyen kişiler” yüzünden değil.
Tutanaklara geçirmek istedim.
Aslında yabancı devletlerden ihracat kredisi temin etseniz de ihale açmanız gerekir ama... Burası Türkiye.