Amerikalılar her konuda fikri var ve akıl vermekte uzmandırlar. Süper güç ukalalığının bir imtiyazıdır bu.
Özellikle ekonomik krize giren azgelişmiş ülkelere akıl hocalığı yapmaya bayılırlar. Japonlar azgelişmiş sayılmaz tabii, ama onlar da yıllar süren bankacılık krizleri esnasında az Amerikan tavsiyesi dinlemedi.
Şimdi ABD herhangi bir azgelişmiş ülke gibi içinden çıkılması zor bir krizde debeleniyor. Kendinin akla ihtiyacı var ama galiba vere vere kalmadığı için ne yapacağını bilmiyor. Daha doğrusu biliyor, belki, ama yapamıyor. İkide birde ilan edilen bol milyarlı paketler hep kof çıktı. Nedir yapması gereken? Türkiye’nin 2001 krizinde yaptığı. Batık bankalara el koymak. Satılabilir olanları satmak. Kötülerini kapatmak.
ABD bizim 2001’de olduğumuzdan çok daha kötü durumdadır. Bizde sadece çoğu küçük yirmi küsur banka kötü durumdaydı. ABD’de hemen hemen istisnasız bütün büyük finans kurumları iflas durumundadır.
Finans, devlet yardımı bekliyor
Ama finans lobisi hâlâ güçlü olduğu için krizden devlet yardımıyla kurtulma ümidini kaybetmedi. Washington’u sağmaya devam ediyor. Wall Street o kadar arsız ki hükümetten 243 milyar dolar yardım dilenmesine rağmen geçen yıl 18 milyar ikramiye dağıttı. Citigroup, AIG, Bank of America gibi kurumlar devlet yardımı aldı. Ama durumlarında düzelme olmadı. Ve olmayacak.
IMF’nin eski başekonomistlerinden Simon Johnson çıkmazı şöyle özetliyor: Karşımızda iç içe girişmiş iki sorun var. Ekonomideki herhangi bir iyileşme belirtisini söndürmeye aday, ölümcül hasta bir bankacılık sektörü. Kamu desteğini kaybetmiş olmasına rağmen, finans sektörünü hükümetin mali konulardaki politikasını veto hakkına sahip kılan bir siyasi denge.
Büyük bankalar, diyor, krizden bu yana zayıflayacaklarına kuvvetlendiler. Batmalarının yaratacağı kaosla korkutarak durumlarını muhafaza ediyorlar. Johnson açıkça söylemiyor onun için ben söyleyeyim: Açgözlülükte ve başkalarının hakkını gasp etmekte Amerikan finans sektörünün kovboylarıyla Rus oligarkları veya herhangi bir gaddar Afrika diktatörü arasında bir fark yok. Daha doğrusu var: Amerikalı bankacılar bunlardan da beter çünkü Amerikan hükümeti bile sırtlarını yerine getiremiyor.
Çare: Hükümetin onlara ültimatom vermesi: Zararı gizlemekten vazgeçin, 30 günde sermaye bulun, aksi takdirde sizi devralıyorum. Pisliklerinizi temizleyip sizi satacağım. Batmasına izin verilemeyecek kadar büyük kurumlar yaşamalarına izin verilemeyecek kadar büyüktür diyor Johnson.
Japonya sorunu bankalarla on yıl yaşadı. Bir türlü sorunla yüzleşemedi. Hiçbir zaman ekonomisini düzeltemedi. ABD aynı tehlikeyle karşı karşıya. Japonya nasıl eski Japonya değilse ABD de artık eski ABD olmayabilir.