Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yabancıların gated community dediği, duvarların arkasında marketleri, eğlence yerleri, parkları, adını taşıyan üniversitesi hatta atık su arıtma tesisiyle küçük bir kent. Atık su arıtma tesisi... Burada bir dakika duralım. Birkaç günden beri bıktırırcasına tekrarladığım gibi Türkiye'de sanayi tesislerinin yüzde 98'inde, belediyelerin yüzde 95'inde, otellerin yüzde 81'inde atık su arıtma tesisi yoktur.Bunun iki felaket sonucu var: Neredeyse bütün akarsu ve göllerimizin birer lağım haline gelmiş olması. Suyun arıtılarak ikinci defa kullanılmasının ve bunun yaratacağı külliyetli tasarrufun heba edilmesi.Bahçeşehir'e ilk ev sahipleri 1994'te taşınmaya başladı. O tarihle 2005 arasında atık su, bahçe ve yeşil alan sulamasında kullanıldı.2005'te bir yasayla arıtma tesisi Bahçeşehir Belediyesi'nden İSKİ'ye devredildi. O tarihten itibaren arıtılmış atık su, bahçelere verilmek yerine Eşkinoz Deresi'ne dökülmeye başlandı. Bahçeşehir, İstanbul-Edirne yolu üzerinde binlerce ailenin yaşadığı modern bir yerleşim beldesidir. Hikâyenin gerisini Bahçeşehir sakinlerinden ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi profesörlerinden Sabri Ergüney'den dinleyelim:"Bu durumun nedenini sorduğumuzda, bize, suyun normlara uygun olmadığını söylediler. Ayrıca İstanbul'da suyun bol olduğunu ve bahçelere yarı tarifeyle normal şebeke suyu bağlayabileceklerini söylediler. Tüm Bahçeşehirliler bahçelerine normal şebeke suyu bağlattılar. Hatta birçoğumuz çok sevindi: Bundan böyle bahçelerimiz temiz suyla sulanacaktı ve bu su -atık su ücreti alınmayacağı için- yarı yarıya ucuz olacaktı."Ancak 2007'ye gelindiğinde İstanbul'un suyu tükenmeye başladı. Bahçeşehir'deki bahçe su saatleri İSKİ tarafından mühürlenmeye başlandı."Bir yandan arıtılmış atık suyumuz pırıl pırıl Eşkinoz Deresi'ne akmaya devam ediyor. Bir yandan bahçeler kuruyor. Su akıyor, bizler bakıyoruz" diyor Ergüney.Bahçeşehirliler normlara uygun olmadığı iddia edilen atık suyu 11 yıl boyunca bir sağlık problemi yaşamadan kullanmışlar, bu sayede bahçelerini yeşertmişlerdi. Arıtılmış suyun dereye verilmesinin gerçek nedeni neydi? 'Norma uymuyor' dediler İSKİ Basın Müdürü Ahmet Öz, suyun "aslında bahçe sulamaya uygun olduğunu" ancak "hastalık riski" taşıdığı için şebekeye verilmediğini söyledi. "Çocuklar içer, bunun riskini alamayız" dedi.Peki böyle bir risk vardı ise neden su 11 yıl süreyle verilmişti. "Bazı cilt hastalıkları görülmüş" dedi Öz.Şebekeye verilebilmesi için suyun dezenfekte edilmesi gerekiyormuş, ama bu pahalı bir sistem olduğu için yapılmıyormuş."Ama insanlar gece gelip arıtma tesisinin kapısından su alıp -kovalarla, tankerlerle, neyle isterlerse- bahçelerini sulayabilirler" dedi.O saatte yani çocuklar uyuduktan sonra su neden şebekeye verilmiyor?Bunun cevabı yok. Şimdilik, hiç olmazsa. mmunir@milliyet.com.tr Gerekçe: Ya çocuklar içerse...