Hava Kuvvetlerinde pilot bir arkadaşım var. Havacılık konusunda aklıma takılan konularda hep onu ararım. Türk Hava Yolları’nın neden Avrupa’da en sık kaza yapan havayolu olduğunu araştırırken de onu aradım. Evimde, kahvaltıda buluşmaya karar verdik.
Her zaman olduğu gibi randevu saatinden önce geldi. Dakik olmak pilotların sahip olması gereken birçok meziyetten biridir. Merdivenlerden çıkarken ağzımı açacak oldum ki parmağını “sus” işareti yaparak burnuna dokundurdu. “Telefonlarımızın pillerini çıkaralım” dedi. Biraz fazla melodramatik olmuyoruz muyuz, diye gülümseyerek telefonumum pilini çıkardım. “Senin telefonun dinleniyor” dedi.
“Kesin dinleniyor.”
Nereden anladığını sordum. Tedbirli olsunlar diye telefonlarının dinlenip dinlenmediği konusunda eğitim almışlar. Telefon, dinleniyorsa, açılıp kapandığında sadece dinlenen telefonlara has bir ses çıkarıyormuş.
Telefonlar pilleri üzerinde olduğu sürece, açık da kapalı da olsa dinlenebilirmiş. “Hem telefonları denize atsak bile isterlerse bizi dinleyebilirler” dedi. Nasıl, diye sordum. Bu iş için yapılmış araçlar varmış. Sesin camda yaptığı titreşimden ne konuştuğumuzu dinleyebilirlermiş.Telefonların pilleri çıkmış, iki Soğuk Savaş casusu gibi kahvaltımızı yapıp konuştuk. Oysa o birçok madalya almış kahraman bir pilottu. Ben... Ben ise sıradan, ölümlü bir gazeteci.
Neden dinleniyor?
Telefonum, eğer gerçekten dinleniyorsa, neden dinleniyor olabilir? Bildiğim, ilginç olabilecek her şeyi yazıyorum zaten. Herhangi bir devlet sırrına vâkıf değilim. Vâkıf olduğum sırları yazıyorum. Herhangi bir devlet adına casusluk yapmıyorum. Yapıyor olsaydım, 42 yıldır gazetecilik yaptığıma göre, bir ara kancaya takılırdım. Herhangi bir devletin casusluk teşkilatı için ilginç olacak bilgi veya analiz yeteneğine de sahip değilim.
O zaman? Telefonumun dinlenmesinin tek nedeni, hükümet tarafından düşman sayılmam olabilir. Erdoğan ve AKP aleyhinde yazdığım yazılara kimlerin kaynaklık yaptığını bilmek istiyorlardır, bir. İki, gerektiğinde aleyhimde kullanılacak herhangi bir bilgi elde edebilirler mi, onu merak ediyorlardır.
Ancak hükümet karşıtı olmak suç olmadığından, eğer dinleniyorsa, telefonumun dinlenmesi için bir neden değildir. Telefonum dinlenmiyorsa ve biz dinlendiğini varsayıp pillerini çıkarmışsak, bu daha da korkunç: Demek ki Erdoğan Türkiye’yi korkunun hüküm sürdüğü bir ülke haline getirdi.
“Telefonlar dinleniyor lafı herkesi rahatsız ediyor” demişti bir işadamı dostum. “Böyle şey olur mu canım?” Telefonlar dinleniyorsa bunu her ikisi de AKP’nin kontrolünde olan Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet yapıyordur. Her ikisi de her zaman “dış düşman”lardan çok, “iç düşmanlar”a karşı kullanılmadı mı? Gün gelir devran değişir, ama. Doğu Almanya çöktükten sonra gizli istihbarat örgütü Stasi’nin dosyaları halka açıldı. İsteyen başvurup dosyasını okudu. Türkiye ebediyen Erdoğanistan kalmayacak ya? Bir gün sıra Türklere de gelebilir.
Türkiye her zaman, herkesin potansiyel bir sanık olduğu bir ülke olmayacak.